KUSURSUZ AŞKI ARAMAKTAN VAZGEÇİN

KUSURSUZ AŞKI ARAMAKTAN VAZGEÇİN

Whatsapp Facebook Twitter LinkedIn

Psikanalist ve Yazar Jean Michel Hirt’in de dediği gibi, “Aşkı yakalayan biz değiliz, aksine aşk bizi 12’den vuruyor“. Aşk deneyimleri bize ne gösteriyor? Mutlu aşkta korku yaşadığımızı gösteriyor. Çelişkiye bakın ki mutlu aşk bizim için acı dolu olabiliyor, çünkü mutsuz aşka alışmış bünyemizde bir devrim gerçekleştiriyor. Hoşumuza gitmemesine rağmen mutsuz aşka yıllar içinde alışmış oluyoruz. Öyle alışıyoruz ki bilmediğimiz sularda yüzmektense, mutsuz ilişkileri yeğliyoruz. Jean Michel Hirt, “Öyle insanlar var ki mutlu ve huzurlu aşka yelken açarlarsa kendileri olmaktan çıkacaklarına inanıyorlar” diyor. Alain Heril ise mutlu aşka şöyle yaklaşıyor: “Mutlu ve kusursuz aşk efsanesi insanlık tarihi kadar eskidir. Antikçağ filozofu Platon ‘Ziyafet Yahut Aşk’ adlı eserinde, mutlu aşkı bir fantezi olarak değerlendirir. Dünyada bir yerde bizi tamamlayacak diğer yarımız olduğuna inanıyoruz. Ama ne zaman ki ilişkide birey olarak var olamıyoruz, işte o zaman aşkın yıkıcı tarafı ortaya çıkıyor. Çünkü her birimiz kozamızın içinde değişerek kendimizi var etmek zorundayız. Birbirine âşık bir çiftin bu durumda bir oksimoron yani birbirine zıt iki kişinin bir araya gelmesi ve zıtlığa rağmen bir arada kalması durumunu yarattığını söyleyebiliriz. Buna ‘tatlı şiddet’ deniyor, çünkü ayrı kalamıyoruz ve beraber olmakta da zorlanıyoruz. Kusursuzluk peşine düşüyoruz.” Bundan şunu çıkarmalıyız: Kusursuz aşkı bulma isteğimiz takıntıya dönüşürse, yaşanabilecek kusurlu ama güzel bir aşkı elimizden kaçırabiliriz. Biri tarafından sevilmenin lezzetine varmak ‘kusursuzluk‘ takıntımıza son verebilir.