balıkesir gezilecek yerler

balıkesir gezilecek yerler

Whatsapp Facebook Twitter LinkedIn

Değirmen Boğazı Piknik Alanı: Piknik alanı, Balıkesir- Bursa karayolunun 10. kilometresi üzerinde bulunmaktadır. Toplam alanı 250 hektardır. Sahada; girişte satış stantları, içeride kır gazinosu, kafeterya, büfe, çocuk oyun alanları basketbol sahası ve otopark bulunmaktadır. Piknik alanı çam, servi, söğüt, gibi 52 tür ağacı bünyesinde bulunmaktadır. 

Necati Sezgin Piknik Alanı:Balıkesir Edremit karayolunun 40. km.’-sinde bulunmaktadır. Sahada büfe lokanta, yağmur barınağı, çeşme, piknik üniteleri gibi ziyaretçilere hizmet verebilecek tesisler yer almaktadır. 45 km hektar büyüklüğünde kızıl çam ağaçlarının bulunduğu sahada sakin ve huzurlu piknik yapmak mümkündür. 

Çamlık: Şehir kenarında şehre hakim bir tepedir. Çam ağaçları altında dinlenmek ve piknik yapmak mümkündür.Özellikle gece görünümü çok güzeldir. 

Atatürk Parkı: Şehrin merkezinde, çam ve çitlenbik ağaçları ile kaplı parkımız; gazinoları çocuk bahçeleri ve iki büyük havuzu ile geniş bir alana yayılmaktadır.İlimiz Kuvâ-yi Milliye Etkinlikleri ile Altıeylül Milli Fuarı etkinlikleri bu alan içerisinde yapılmaktadır. Atatürk Anıtı da park sahası içinde olup, 6 Eylül 1963’de tamamlanmıştır.

Saat Kulesi: Saat Kulesi 1829 yılında Girit’li Mehmet Paşa tarafından İstanbul Galata Kulesi’nin benzeri olarak silindir şeklinde yaptırılmış idi. 1897 yılındaki deprem nedeniyle yıkılınca, 1901 yılında bugünkü şekliyle yeniden yaptırılmıştır. Kare prizma şeklindeki bina, beyaz kesme taş ile yapılmış ve kabartma işçiliklerle de süslü hale getirilmiştir.En üst kat kubbe ile örtülmüş ve büyük bir çan eklenmiştir. Buranın hemen altındaki katta ise dört yöne de birer saat konmuştur. 

Şadırvan: Saat kulesinin yakınında yer almaktadır. 1908 yılında Ömer Ali Bey zamanında yapıldığı sanılmaktadır. Pembe granitten yedi sütuna oturan soğan şeklinde bir kubbe bulunmaktadır. Kemerlerle bağlı sütunların üzerinden yatay bir silme ve saçak yer almaktadır. 

Ayvalık İlçesi:

AlibeyCunda) Adası :Ayvalık’ı açık denize karşı kapayan bu adaya bir köprü ile karayolundan geçmek mümkündür. Yazları Ayvalık’tan Alibey Adası’na her saat motor seferleri de yapılmaktadır. Adanın yüksek kesimlerinden boğazların, adaların, iç içe girmiş koylarının güzellikleri seyre değer. Neo - klasik hayranları sessizlik ve doğa ile birlikte olmak isteyenler için en uygun yerdir.Ada merkezinde sıralanmış balıkçı lokantalarında, meşhur Papalina, deniz mahsulleri, mezeleri ve zeytinyağlı ot yemekleri ile akşam yemeklerinin zevki hiç bir yerde bulunmaz. 

Çamlık :
 Şehrin hemen kenarında şehre hakim bir tepedir. Çamlarla kaplı tepede kır gazinoları bulunmaktadır. 

Pordoselene Kulesi:
 Pordoselene Uygarlığı’nın yeri olarak gösterilen Maden Adasının tepesindeki kuledir.
 
Taşlı Manastır yada Tımarhane Adası: 
Çamlık Koyunun tam karşısında kocaman bir kayalık ve bu kayalığın dibinde küçük bir bina gibi görünen bir adadır. Tımarhane Adası mucizeleri nedeniyle bu adı almıştır.Adaya zincirlere bağlı olarak çıkanların,akılları başlarında indikleri söylenmektedir. 

Şeytan Sofrası Ve Öteki Tepeler:
 Şeytan Sofrası harikulade bir tepedir. Deniz, koylar ve çamlıklar tepeye çıktığınızda ayağınızın altında kalır.Şeytan Sofrası, yuvarlak bir sofra gibidir. Çepçevre sarp kayaların üzerindedir. Gün batımını seyretmek için Şeytan Sofrasına gitmek isteyenler Cumhuriyet alanından dolmuşlarla veya Çamlıktan sonra Sarımsak yoluna devam edildiğinde bir kilometre sonra sağa işaret levhasını görüp döndüklerinde dar asfalt yolu takip edilerek ulaşabilirler. 

Tavşan Kulakları Tepesi: 
Şeytan Sofrası’nın yanı başındaki tepedir. Tepeye çıkıldığında, tavşan kulağı biçiminde, 3 insan boyu yüksekliğinde iki kaya ile karşılaşırsınız. Dipleri toprakta değil, yatay plakamsı bir kayanın üzerinde durmaktadır.Manzarası harikadır.
 
Çıplak Tepe:
 Eskilerin Kalın Dağ dedikleri kraterin tepesidir. Çamlık’ taki Tenis Kulübünün arkasına düşer. Zirvesinden koyları ve adaları değişik bir açıdan görme olanağı bulabilirsiniz. 

İlk Kurşun Tepesi: 
Önceki kuşağın “İlyas Peygamber” dediği tepe. Kentin hakim noktasıdır.Cumhuriyet Döneminde, düşmana atılan “İlk Asker Kurşunu Anısına” “İlk Kurşun Tepesi” adı verilmiştir. İlk Kurşun Tepesi de mutlaka çıkılması gereken bir yerdir.
 
Delikli Taş Ve Kartal Yuvası: 
Çamlık Koyunda iskeleye gelindiğinde uç kısma kadar yürüyüp,Tımarhane Adasıyla bulunduğumuz yer arasındaki boğaza bakıldığında, ayağınızın altından başlayan , denizin içine ilerleyen kayalıklara eskiler ‘’Kartal Yuvası’’, az ötesinde ve denizden fışkırmış gibi duran delikli, katran rengi kayaya ‘’Delikli Taş’’diyorlar.
 
Adalar :
 22 adası olan Ayvalık aynı zamanda bir adalar kentidir. Cunda Adası dışındaki adalarda yerleşim yoktur. 
İşte Adaları : 
Çıplak/ Yuvarlak/ Kamış/ Güneş/ Yumurta/ Kılavuz/ Taşlı/ Yelken/ Yalnız/ Küçük Maden/ Maden/ AlibeyCunda)/ Hasır/ Dolap/ Kutu/ Balık/ Kayabaşı/ Çiçek / Kız/ Poyraz/ Tavuk.

Edremit İlçesi: 

Yunus Emre Parkı: Edremit girişindedir.Çay bahçeleri,havuzu ve çiçekleri ile güzel bir dinlenme yeridir. 

Zeytinyağı Fabrikaları: Sızma ve kontinü denilen sistemlerle zeytin meyvesinin sıkılarak zeytinyağı elde edilen fabrikalar şehir merkezinde görülebilir.Ayrıca zeytin,zeytinyağı,sabun gibi ihtiyaç maddeleri ticareti yapan bir çok dükkan ve mağazalar görülmeye değerdir. 

Akçay: 
Özellikle deniz turizmi açısından büyük önem taşıyan Akçay’da, bir çok otel,motel,tatil köyü ve kamplar mevcuttur.Bunun yanı sıra eğlence yerleri,yeme-içme tesisleri bulunmaktadır. Her yıl Ağustos ayı içerisinde Akçay Belediyesince Zeytin Festivali düzenlenir.
Denizden Fışkıran Tatlı Sular Akçay’ın en büyük özelliği içme suyunun çok bol oluşudur.Bunun bir kanıtı da denizden fışkıran artezyen sularıdır.Akçay iskelesinin sağ ve sol taraflarında etrafı taşlarla çevrili tatlı su artezyenlerini görebilirsiniz. 

Sarıkız Heykeli: 
Akçay’ın merkezi Barbaros Meydanında Turizm Danışmanın ön kısmındadır.Sarıkız anısına Edremit Belediyesi tarafından yaptırılan heykelin önündeki havuza Sarıkız’dan dilekte bulunanlarca bozuk para atılır.Sarıkız türbesi de Kaz dağı’nın zirvesinde Sarıkız Tepesinde bulunmaktadır.

Altınoluk:

İzmir-Çanakkale yolu üzerinde bulunan Altınoluk Edremit’e 25 km.Akçay’a 17 km. uzaklıkta olup önemli turizm beldelerinden biridir.Doğusundaki 215 metrelik bir tepenin üzerinde bulunan antik Antandros kentini çıkarma çalışmaları devam etmektedir.Altınoluk Anfi tiyatroda çeşitli kültür ve sanat festivalleri sürdürülmekte ve Ağustos ayı içerisinde Altınoluk Festivali düzenlenmektedir.Altınoluk’ta dağ kısmında çay bahçeleri,sahil kesiminde de konaklama,yeme-içme ve eğlence yerleri yer almaktadır.Günlük tekne turları düzenlenir. 

Şahinderesi Kanyonu:
Altınoluk sınırları içinde bulunan kanyon oksijen yoğunluğu açısından dünyada Alplerden sonra % 55 le ikinci sıradadır. Kazdağları’nın Altınoluk bölgesi eteğinde bulunmaktadır. Altınoluk’u tepeden görür.Temiz kaynak suları olan bol ağaçlı bir piknik yeridir.Ayrıca bir konaklama tesisi ve restoranı bulunmaktadır. 

Subaşı: Altınoluk’un 2.5 km batısında Doyran Köyüne çıkan yolun 500 m sağında şehir içme kullanma suyunun sağlandığı kaynağın başıdır. Asırlık çınar ve ceviz ağaçlarının gölgelediği Subaşı’nda çağlayan suyunun serinliğinde oturabileceğiniz kır gazinoları vardır. 

Bent: Altınoluk’un 2 km doğusunda Şahin dere’nin düzlüğe çıkış noktasındadır. Belediye tarafından 40 yataklı bir otel yaptırılmıştır. 

Mıhlı Çayı: Balıkesir- Çanakkale il sınırındadır.Altınoluk-Küçükkuyu istikametinde Altınoluk’tan 5 km. ileridedir. Mıhlı Çayı’ndan iç kısımlara doğru gidildiğinde Baş değirmen Mevkii gelir.Baş Değirmen Köprüsü Roma mimarisi ile yapılmış olup, eski zamanlarda Truva’ya giden tek ulaşım yoludur.Bugün ise yöredeki zeytinliklere ve trekking yapanlara yol vermektedir. Bu mevkide ayrıca küçük göletler ve şelaleler bulunmaktadır. 

Güre:

Akçay’dan 4 km. ilerisinde, Çanakkale yolu üzerindedir. Kazdağı eteklerinde bulunan belde , özellikle sıcak suları ile ünlü termal turizm yöresidir. Çeşitli hastalıklara şifa olan 64 derecedeki kaplıca suyu, tesisleri ile yıl boyunca yerli ve yabancı turistlere açıktır. Belde merkezinde bulunan mini amfi tiyatroda çeşitli kültür ve sanat etkinlikleri yapılmakta, ayrıca Ağustos ayı içerisinde, Güre Sarıkız etkinlikleri, Güre Belediyesi tarafından organize edilmektedir. Pınarbaşı piknik yeri, Milli Park’ın rekreasyon alanlarından olup,otoparkı mevcuttur.Piknik için idealdir. 

Güre Gelinçamı 
Piknik Yeri:Güre Köyü’ne 3 km mesafede halka açık bir piknik yeri Güre’den itibaren yeni açılan yol ile ulaşılabilir. Her yıl Güre Belediyesince yapılmakta olan Sarıkız etkinliklerinin bir bölümü burada yapılmaktadır. 

Pınarbaşı Pik.Alanı:Güre Köyü sınırları içinde Akçay’a 6 km mesafede bir piknik yeridir. Yamaçtan akan bol ve buz gibi su yaz aylarında serinlemek için ideal bir köşedir. Orman Müdürlüğü’nce işletilmektedir. Ayrıca piknik alanı içerisinde Alabalık üretilen bir çiftlik bulunmaktadır. 

Zeytinli Çay Bahçesi: Zeytinli Çayı’nın kenarında bulunan bu piknik ve mesire yeri, Zeytinli merkezden 500 metre ileridedir.

Sutüven Çağlayanı: Zeytinli-Beyoba üzerinden ulaşılan çağlayan görülmeye değer yerlerdendir. Kızılkeçili Çayı üzerindedir.

Hasan Boğuldu: Kızılkeçili Çayı üzerinde bulunan Sutüven Çağlayanının biraz ilerisinde doğal kayanın havuz haline dönüştüğü güzel bir piknik yeridir.Masa ve oturacak yerler vardır. 

Zeytinli:
Akçay-Edremit karayolundan 2 km. içeride bulunan Zeytinli Beldesi Kazdağı eteklerinde kurulmuş şirin bir kasabadır. Mehmet alan Köyü’nden Kazdağı’ nın zirvesine ulaşılır. Hasan Boğuldu ve Sutüven Şelaleleri hemen Zeytinli’ n in 1-2 km. üstündedir. Beyoba Köyü’ den sonra bu şelalelere ulaşılır. Zeytinli’ de eski sistem zeytinyağı elde edilen fabrikaları gezebilirsiniz. 

Zeytinli Altınkum Mevkii:
 Zeytinlinin Akçay bölgesinde bulunan Altınkum mevkii; belediye plajı,çay bahçeleri,otel,motel,pansiyon yeme-içme tesisleri ve eğlence yerleri ile turizme hizmet sunmaktadır. 

Kızılkeçili-Çağlayan: 
Kızılkeçili Çayı Sarıkız yaylasından çıkarak, derin ve geniş bir vadide ilerleyerek Kızılkeçili Köyü’nün yanından geçer. Kızılkeçili Akçay’a 2 km. uzaklıktadır.Çağlayan piknik yeri köyün hemen yanı başındadır.Çay kenarı piknik için son derece elverişli olup,ulu ağaçların gölgelediği şirin bir köşedir.Akçay-Kızılkeçili arası yürüyüş yapmak isteyenler için son derece uygundur. Köyün merkezinde ayrıca şirin bir çay bahçesi mevcuttur.Sutüven Şelalesine bu köy üzerinden de ulaşmak mümkündür. 

Edremit Hanlar Mevkii: 
Edremit’ten 25 km. uzaklıkta Kalkım yolu üzerinde ulu çınar ve çam ağaçlarının gölgesi altında sıcak yaz aylarında serin havayı soluyabileceğimiz ve aynı zamanda piknik yapabileceğimiz geniş bir alandır.Devamlı akan buz gibi suyu masa ve sandalyeleri ile çocuklar için kurulacak hamaklarla huzurlu bir tatil günü geçirebileceğiniz bir yerdir.Hanlar Mevkiine gelmeden önce Edremit’ten 14 km. sonra Talim Alanı denilen mevkii de halka açık piknik yeri olarak düzenlenmiştir. Masa,WC ve çeşmeler mevcuttur. 

Çamlıbel-Şarlak Piknik Yeri:
Akçay’dan 6 km. ileride Çanakkale yolu üzerinde bulunan Çamlıbel Köyü, Kazdağ eteklerinde kurulmuş şirin bir köydür. İdaköy Çiftlikevi, Zeytin-bağ gibi küçük dağ tesisleri mevcuttur.Köyün hemen üst tarafında Şarlak Piknik yeri muhteşem deniz ve dağ manzarasında yemek yiyip piknik yapabileceğiniz şirin bir köşedir. 

Kavlaklar:
 Güre’den Altınoluk istikametine giderken sağa dönüldüğünde Kavlaklar Köyü’ne yönelmiş olursunuz.Burada hizmet veren Ali Baba’ nın yerinde muhteşem bir manzara eşliğinden piknik yapabilir veya buradaki servisten yararlanabilirsiniz.Ali Baba’ nın yerinin diğer adı “KÖRFEZİN BALKONU” dur. Güre’ nin sahil kısmında Orman Bakanlığı’nın kampı bulunmaktadır. Kamp için son derece idealdir, konaklama ve yeme-içme tesisleri vardır.

Bandırma İlçesi 

Atatürk Parkı:
 Bandırma limanının arkasında, Erdek yolu üzerinde yer alan ve bölge halkı tarafından Ziraat Bahçesi olarak bilinen Atatürk Parkı,yeşil ve ormanlık olan bu yer Bandırmalıların gezi ve piknik yaptıkları yerdir.
Atatürk Parkı şehrin dışında yer almaktadır. Bandırma sanayi’i şehri olma yolunda hızla ilerlemektedir. Bu nedenle de kentin etrafındaki bitki örtüsü fazla korunamamıştır. Şehrin merkezinde ve yakınında var olan az sayıdaki ağaç da çevredeki fabrika atıklarının kurbanı olmuştur. Bandırma’da ve yakın çevresinde bu büyüklükte ağaçlık alan sayısı yok denecek kadar azdır. 

Bigadiç İlçesi 

Yörücekler:
 Bigadiç'e 7 km Simav çayı kenarında, Yörücekler Köyü’nün tam karşısında devasa çınar ağaçlarının çardak gibi örttüğü 20 dönümlük geniş bir alan. Hafta sonu, arabasına mangalını, yiyeceğini, içeceğini koyan buraya gelerek yemyeşil çınar gölgesinde su sesi, kuş cıvıltısı içinde tabiatla koyun koyuna olmanın hazzını yaşarlar.
 
Cevizli:
Balıkesir-Bigadiç yolu üzerinde ve Bigadiç'e 3 km mesafededir. Çok geniş bir çim alan, ceviz ağaçlarının gölgelediği enfes bir dinlenme yeri. Belediyemizin tuvalet ve çeşmelerle tamamladığı bu güzel mesire yerinde yere hiçbir örtü ve yaygı sermeden yumuşacık çimlerin üzerine sere serpe uzanabilirsiniz. 

Bigadiç Kalesi :
İlçemizin doğusunda bulunan tepe üzerinde MS.. XI. yüzyılda Bizanslılar tarafından yapılmış Achyraos Kalesinin harabesi bulunmaktadır. Yunan işgali döneminde karargah olarak kullanılan kalenin dış surları, yılların tahribatına rağmen günümüze kadar gelebilmiştir. 

Hisarköy:
İlçe merkezine 23 km. mesafede bulunan Hisarköy'ün etrafı antik kalıntılarla kaplıdır. Köy içinde Tonozlu köprü ve tüneller, postamentler, tiyatro ve yazılar dikkate alındığında buranın, Roma devrinde mühim bir kaplıca merkezi olduğuna işaret eder. Yıllarca yabancı arkeologların ilgisini çeken ve araştırmalarına konu olan Hisarköy hakkında en kapsamlı çalışmayı 1979 yılında Alman arkeolog Elmar Schwerthein yapmıştır. Roma dönemine ait bir çok kalıntının bulunduğu Hisarköy, ülkemizin vitrine edilmemiş ilginç turistik yerlerindendir. 

Burhaniye İlçesi 

Ören:
Yalnızca tarihi değil aynı zamanda Doğal Sit Alanı olan Ören’deki asırlık palamut ağaçlarının, Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu tarafından tek tek numaralandırılarak koruma altına alınması ile YEŞİL ÖREN kimliği de güvence altına alınmıştır. Tertemiz suyu ve ince kumu ile ünlenen Ören Plajı, 2000 yılında bu ününü Avrupa Çevre Eğitim Vakfı Feee) tarafından verilen ve artık tüm dünyada “Denize Girilebilirlik Ölçütü” olan Mavi Bayrak ile tescil ettirmiştir.

İskele Mahallesi : Güzel bir balıkçı köyü görünümündeki İskele Mahallesi Yat Limanının bitmesiyle birlikte apayrı bir kimliğe bürünmüş ve geleceğin yat turizmi merkezi olma yolunda ilk adımı atmıştır. Sahildeki balıkçı lokantaları , çay bahçeleri ile ayrı bir özelliğe sahiptir. Denize de girilebilmektedir. 

Öğretmenler Mahallesi : 
Pek çok turistik konaklama , eğlence , yeme-içme, alışveriş ve dinlenme tesislerinin bulunduğu bir sayfiye yeridir. Çok geniş ve güzel bir kumsala sahiptir. 

Seklik Çamlığı :
 İlçe merkezine 3 km. uzaklıktaki Seklik Çamlığı, zeytin ve çam ağaçları ile kaplı doğal bir mesire yeridir. 

Ayaklı Kır Bahçesi
Burhaniye - Ören güzergahında , Ören sınırında bulunan Ayaklı Kır Bahçesi yeşilliklerle kaplı ve bol su kaynaklarına sahip bir mesire yeridir. 

Taylıeli Köyü :
 İlçe merkezine 7 km. , İskele Mahallesine ise 1,5 km. uzaklıkta olan Taylıeli Köyü Burhaniye açısından tarihi öneminin yanı sıra tüm körfeze hakim manzarası ve doğal köy ortamıyla da eşsiz bir dinlence yeridir. Gündüz yeşilin bin bir tonu , akşam güneş batışının muhteşemliği , gece de körfez ışıklarının denizdeki parıltıları en güzel buradan izlenebilir.

Dursunbey İlçesi: 

Suçıktı Mesire Yeri: Kaynağın geçmişteki yeri tarihi bilinmemekle birlikte, akış yönüne bıraktığı kireç çözeltilerinin kalınlık ve şekillerine göre en az 10 asırlık geçmişi olabileceği tahmin edilmektedir. Bu mesire yerindeki çınar ağaçlarının yaşları da bu tahmini doğrulamaktadır. Yurdumuzda herkesin gezip göreceği ender güzellikte yerlerin başında gelmektedir. Burada bir kafeterya ve alabalık lokantası mevcuttur.

Saz Mesire Yeri: 
İlçenin içinde oldukça geniş bir yeşil alan olan saz mesire yeri, kavak ağaçları ile dolu kenarında Suçıktı deresinin aktığı güzel bir dinlenme alanıdır. Burada bir aile gazinosu, halı saha ve yüzme havuzu tesisi vardır. İlçenin geleneksel panayırı burada yapılmaktadır. 

Çınarlı Pınar Mesire Yeri:
İlçe merkezine yaklaşık 3 km mesafede bulunan içme suyu kaynağının çevresinde eşsiz çam ağaçlarının bulunduğu yeşil bir alan ve dinlence yeridir. 

Orman İçi Dinlenme Yerleri:
 İlçede doğal güzellikler sahip yerlerde Orman İşletmesi tarafından mesire yerleri ve dinlenme evleri yapılmıştır.

Yayla Tesisleri: Orman İşletme Müdürlüğü’nün Sakız Köyü civarındaki Yayla İşletme Şefliği idare binası yanında tesis edilmiştir. Civarındaki geyik karaca bakım istasyonu vardır. Merkeze uzaklığı 30 km olup 14 yatak kapasitelidir. 
Değirmenek Tesisleri:
 Alaçam İşletme Müdürlüğü Değirmenek Şefliği bünyesinde bir misafirhaneden ibarettir. Merkeze uzaklığı 26 km olup, 10 yatak kapasitelidir.
 
Alaçam Tesisleri:
 Alaçam İşletme Müdürlüğü Alaçam Şefliği bünyesinde bir misafirhaneden ibarettir. Merkeze uzaklığı 28 km olup, 15 yatak kapasitelidir. 

Candere Tesisleri: 
Orman İşletme Müdürlüğü’ nün Candere Şefliği bünyesinde bir misafirhaneden ibarettir. Merkeze uzaklığı 35 km olup, 10 yatak kapasitelidir.

Gölcük Şefliği: 
Alaçam İşletme Müdürlüğü Gölcük Şefliği bünyesinde bir misafirhaneden ibarettir. Merkeze uzaklığı 30 km olup, 80 yatak kapasitelidir. 

Faruk Şeker Orman içi Dinlenme Tesisleri:
 Dursunbey İşletme Müdürlüğü idare binası üzerindeki çamlık alanda kır gazinosu ve piknik yeri ünitelerinden oluşmuştur. 

Gömeç İlçesi: 

Atatürk Kayalıkları: İlçemizin içinden geçen Çanakkale-İzmir yolu üzerinde sağ taraftaki dağlara dikkatlice bakıldığında, Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜN heybetli profili görülür.

Koca Çınar: İlçemize 8 km uzaklıkta, Ulu beyler Köyü’nde 850 yaşında çevresi 12 m olan çınar ağacı. 

Kız Çiftliği:
 İlçe Merkezinin 3 km kuzey batısında Edremit körfezinin Antarak Burnu ile Kara Tepe Burnu arasında kalan koyun kıyısında höyük üzerine bulunan tarihi bir çiftlik evi doğal yapısıyla görülmeye değerdir

Gönen İlçesi 

Alacaoluk Kalesi: Gönen’in batısında Alacaoluk Köyü yakınındadır. Şu anda temel kalıntılarından izler bulunmaktadır. Gönen’e 15 km uzaklıktadır. 

Baba kaya Kalesi:
 Gönen’in 7 km kuzeybatısında kalan kalenin kalıntıları belli belirsizdir. Granit taşlarından yapılmıştır. Mesire yerleri olarak; İlçeye 21 km uzaklıktaki Yeşil Değirmen ile 7 km uzaklıktaki Dereköy ve 8 km uzaklıktaki Armutlu’ dur. 

Havran İlçesi 

Çınarlıhan: İlçeye 18 km uzaklıkta, Havran- Yenice yolu üzerinde bir mesire yeridir. Tamamen çamlık olan bu yere ismini veren asırlık çınarları, soğuk ve bol suları ünlüdür. Ayrıca Kumluca Mevkii’ndeki şelaleler görülmeye değer. 

Serhat:
 Havran ’ın 2 km kuzeydoğusunda asırlık kızılçam ağaçları ile kaplı mesire yeridir. Özellikle Hıdrellez’den bir ay önce başlayıp Hıdrellez’e kadar tüm halk buraya gelir. Eybek suyu da getirtilerek halkın rahat kullanımına açılmıştır. 

Eybek Kulesi: 
Eybek orman yangınları gözetleme kulesi 1980 yılında yapılmıştır. Çınarlıhan Orman İşletme Şefliği’ne bağlıdır. 920 m yükseklikte olan kulenin bulunduğu yöreye ‘kale’ mevkisi denilmektedir. Bütün Edremit ve Havran Ovası ile Thebe şehri harabeleri buradan görülmektedir. Etrafı karaçam, meşe ve yer yer kestane ağaçları ile kaplıdır.
 
İnönü Mağaraları:
 Havran çevresinde prehistorik tarih öncesi) kültürün aydınlatılmasında rol oynayan en önemli yerdir İnönü Mağaraları. İlçenin yaklaşık 8 km güneydoğusunda yer alan mağaralar 381 m rakımlı Kocaçal Tepesinin kalker yapılı sarp güney yamaçlarında Havran çayının kuzeyinde İnboğazı’ nın batı ağzında yer almaktadır. İnönü Köyü yakınlarında bulunan ve ‘Devadamı, Karanlık, Aydınlık ve Andık’ mağaraları adını taşıyan bu mağaralarda, en esaslı araştırma 1949 yılında İ.Kılıç KÖKTEN tarafından yapılmıştır. Söz konusu mağaraların en büyüğü olan Karanlık Mağara’da çalışmaya başlayan KÖKTEN, mağaranın yukarıdan aşağıya tespit ettiği üç tabakadan ikincisinde Grek-Roma malzemesine rastlamıştır. Bu seviyelerin bir köşesinden toplu olarak pişmiş topraktan yapılmış içleri boş eli davullu karnında aslan kabartması bulunan, su taşıyan ve çeşitli başlıklı kadın erkek adak heykelcikleri çıkmıştır. 
Kibele Kültü’nün bu mağarada yaşamış olduğunu göstermesi bakımından, heykelcikler birer belge olmuştur. Bakır devrine ait olduğu, ikinci katta siyah çömlek ve küçük boy değirmen taşları çıkmıştır. Bunun altındaki tabakada; kap kırıkları,seramik parçaları, çakmak taşı ve kemik eşyalar bulunmuştur. Aşağıya inildikçe malzemenin kahverengi siyah perdahlı, tek ve kazıma çizgi süslü seramiğe döndüğü belirtilmiştir. Aynı mağaranın bazı yerlerinde Paleolitik devrinin varlığını gösteren başka buluntular da tespit edilmiştir. 
Taş Devri ve Maden Devri’ne ait buluntulardan anlaşıldığına göre, MÖ.50.000 yılından itibaren Havran ve çevresinde yerleşim izleri görülmektedir. İn boğazı Mağaralarında 1997’de Balıkesir Müzesi’nin girişimleriyle yeni bir araştırma yapılmıştır. Aynı mağarada Roma Dönemi’ne ait keramik parçalar, adak heykelcikler ve kap parçaları ile Bizans Dönemi’ne ait tabak parçalarına rastlanılmıştır.

İvrindi İlçesi

Kayapa Beldesi Kızılcık mevkii piknik alanı, Gökçeyazı beldesi belediye bahçesi ve Milli Egemenlik Koruluğu, Madra DağıAlabalık doğa yürüyüşü), B.Yenice Beldesi Asar kalesi Gömeniç Kalesi, Deliktaş Kaleoba Köyü görülmeye değer yerlerdendir. 

Kepsut İlçesi 

Kışla; Tekke ışıklar Köyü üzerinde, eski yıllarda Ziraat Mektebi ve Askeri Kışla olarak kullanılan mekan, taş duvarları mevcut olup piknik ve tarihi amaçlı çevre düzenlemeleri yapılmış, mesire yeri olarak kullanılmaktadır.
 
Elma Gediği;
 Serçe Ören Köyü’ne bağlı mahalle olarak yerleşim birimi kurulmuş, diğer yörelere göre farklılık arz etme olup, alabalık üretme çiftlikleri bulunmaktadır. 

Su Uçtu:
 Elma gediği Mevkiinden 12 km sonra olup, oldukça yüksek bir tepeden akan bir şelale mevcuttur, bu nedenle su uçtu olarak anılmaktadır. Piknik yeri de mevcuttur. 

Dereli Köyü Piknik Yeri;
 Mekan, ilçeye 10 km uzaklıkta olup, Simav Çayı bitişiğindedir. Alabalık ve tatlı su balıkları bulmak mümkündür.
 
Kepsut Su Çıktı Mesire Yeri:
 Gelendoros Dağı Eteğinde Farklı bir mekan Kepsut - Dursunbey İlçe Sınırının buluştuğu yerde Eski Dursunbey - Kavacık Yolu üzeri)

Sındırgı İlçesi 

Kertil- Çamurlu: Balıkesir –İzmir karayolu üzerinde yer alan dinlenme tesisi, orman içinde yer almaktadır ve Sındırgı İlçesi’ne 8 km uzaklıktadır. Günübirlik olarak düzenlenmiş piknik alanları ve restaurantlar mevcuttur.Çaygören Barajı, Kuvâ-yi Milliye Anıt parkı ve tarihi Cüneyt köprüsü ile Emendere ve Hisaralan kaplıcaları da görülmeye değerdir.
 
Manyas İlçesi 

Gezi Yeri ilçemize bağlı Soğuksu Köyü’nde bulunan Kale kalıntıları, Mesire yeri olarak da Cumhuriyet Köyü hudutlarında bulunan Ketenlik Mevkiidir. 

Susurluk İlçesi 

İlçede gezilebilecek yer olarak Çataldağ içerisinde Aygır Çeşmesi, Bıçkı Deresi, Farafat orman içi yerleri vardır. Mesire yeri olarak; Çaylak, Yahyaköy Yandım Çavuş ve Günaydın Göleti çevresi görülmeye değer.
 
Erdek İlçesi 

Çakıllı olmayan altın renkli kum şeridinin baştan başa sardığı Erdek sahilleri, Türkiye’nin en güzel tabii plajlarındandır. Narlı, Ocaklar ve İlhan Köyü tabii kumsallarla çevrilidir. Erdek’e 1 km uzaklıkta bulunan ApostolÇifte Oluklar) SeyitgaziAdak) Tepesi, Palata Çeşmesi, Muhla Kalesi başlıca mesire yerlerindendir.Ayrıca kıyı şeridi boyunca uzanan Ocaklar, Narlı, İlhan Köyleri ve Paşalimanı Adası gezilip görülmeye değer yerlerdir. 

Şehir Surları:
 Aşağı Yapıcı yolundan gidildiği takdirde köy yakınındaki Demirkapı Mevkii’nde bazı şehir suru kalıntıları görülür. Bu kalıntılar Erdek Körfezi’ne kadar uzanır. 

Kaleler :
Seyitgazi Tepesi’nde sekiz adet kale vardır. Ayrıca 5 km kuzeyinde Muhla Kalesi bulunmaktadır. 

Marmara Adası 

Ada, yeşille mavinin kucaklaştığı doğal plajlarla kaplıdır. Avşa, Ekinlik Adaları ile dibi mermer olan Saraylar Köyü’ndeki mermer plaj, en ilgi çekici olanlarıdır. 
Avşa Adası’nın dört bir yanının koylarını her gün gezi motorları ile veya kendi vasıtanızla gezebilirsiniz Bunlardan en ünlüleri Çınar Koyu,Mavi koy, Değirmen, Manastır, Beyaz Saray, Kumburnu, Kumtur, Yiğitler’dir.

Müzeler ve Ören Yerleri


Antik Kent kazı alanları

Antandros - Edremit/Altınoluk 
Daskyleion - Bandırma/Ergili
Kyzikos - Erdek
Saraylar - Marmara 
Adramytteion- Burhaniye

Antandros Edremit-Altınoluk) Antik Kenti

Mysia'da İda Dağı eteğinde çok eski bir şehirdir. Adramytteion'un denize bakan çıkıntısının kuzey kenarında, Alkaios'a göre bir leleg yerleşimi, Skepsis'li Demetrios'a göre bir Kilikya kuruluş; Herodot'a göre bir Pelasg yerleşimi; Thukydides'e göre bir Aiol yerleşimi. Edonis ve Kimmeris gibi yan adları da vardır. Bu adların, Aristoteles'e göre Antandros'u işgal eden kavimlerden kaynaklanması gerekmektedir. Diğer bir söylentiye göre de; buradan sonradan kovulan Andria'lılar tarafından kurulmuş olmasıdır. Antandros bölgesinde, sikkelere göre Astria'nın doğusundaki Asponeus'da , İda dağlarından elde edilen ve özellikle gemi yapımında kullanılan ağaç Odun-Kereste) ticareti ileri düzeydeydi. Pers yönetimi sırasında Dareios tarafından ele geçirilmiştir. Pelopponnes savaşları sırasında birçok kez olayın içine çekilmiştir. Atinalılara tributvergi) ödemek zorunda idi. Sicilyalıların hareketi yüzünden tekrar Perslerin eline düşmüştür. Sonra Persler tarafından kovulmuşlardır. 4.yy.ın ikinci yanı sıra özgür bir şehir olarak sikke basmıştır. Geç dönemlerde Titus'dan Elagabal 'a kadar sikke basmıştır. Hristiyanlık döneminde bir psikoposluk merkezi idi. H.Kiepert tarafından bugünkü Avcılar yakınında, sahile doğru, iki yüz on beş metre yükseklikteki bir dağ üzerinde lokalize edilmektedir. Burada bulunmuş bir yazıt yayınlanmıştır. 



Daskyleion Bandırma/Ergili)
Dünyada kazı çalışmaları yürütülen tek Pers satraplık valilik) merkezi olan ve bilinen en eski Zerdüşt tapınağına da ev sahipliği yapan Daskyleion, antik çağın en önemli yerleşim merkezlerinden biridir. En parlak çağını Perslerin satraplık merkezi olduğu dönemde yaşayan kent, Antik Çağda Mysia olarak anılan Balıkesir'in, Bandırma ilçesinde, Aksakal beldesi Ergili Köyü sınırları içerisindedir. 
Persler kenti Anadolunun batıya açılan kapısı olabilecek uygunlukta bir bölgede kurmayı hedeflemişlerdi. Bunun için, Manyas Kuş Gölünün Daskylitis) güneydoğusunda konumlanmış Hisartepe ve çevresini seçmişlerdir. Bölge; Trakya, Boğazlar, Marmara Denizi, Karadeniz ve Küçük Phrygia bölgelerinin kesiştiği coğrafyaya hakim olması dolayısıyla da Perslerin aradıkları niteliklere sahipti. 
Söylenceye göre kent ismini Lydialı bir soylu olan Daskylos'tan almıştır. Antik Çağ yazarları Daskyleion ve Paradeisos'un Kuş Cenneti) güzelliğinden övgüyle bahsetmişlerdir. 
                                                                                    Daskyleıon Antik Kenti -Bandırma 1.jpg
Daskyleion'un lokalizasyonu 1952 yılında Kurt Bittel tarafından yapılmıştır. Bittel'in, Daskyleion'un Hisartepe üzerinde yer aldığını saptamasından sonra 1954 yılında Ekrem Akurgal bu merkezde kazılara başlamıştır ve 1959'a kadar devam etmiştir. 28 yıl aradan sonra 1988 yılında Prof. Dr. Tomris Bakır tarafından yeniden başlatılan kazılar 2008 yılına kadar kesintisiz devam etmiştir. 2009 yılında Doç. Dr. Kaan İren tarafından devralınan Daskyleion kazıları halen devam etmektedir.


Kyzikos Antik Kenti Erdek)
Kyzikos2.jpgMarmara Denizinin güneyindeki Kapıdağ Yarımadasının Antik Arktonnesos) Erdek ve Bandırma Körfezleri arasındaki bataklığın hemen kuzeyinde geniş bir alana yayılmış olan Kyzikos, bugün "Belkıs" ve "Balkız" olarak anılır.Antik Çağ yazarlarına göre Marmara kıyılarında kurulan ilk koloni kenti olan Kyzikos limanları, tapınağı, tiyatrosu, şarabı, zeytinyağı, mermeri, sikkeleri ve parfümleri ile ünlüdür.Yöredeki yerleşim Neolitik Dönemle M.Ö. 6000) başlayıp Kalkolitik Dönemle M.Ö. 5000) devam etmiştir.

Mysia'daki Olympos Uludağ) yamaçlarına yerleşmiş olan Dolionlar, Kyzikos'ta yaşamış en eski kavimdir. Bu nedenle bu bölge Dolionia veya Dolionis diye adlandırılır. Şehir adı genç yaşta öldürülen Dolion Kralı Kyzikos'dan alınmıştır.
Bir süre İonia şehirlerinin en önemlilerinden biri olan Miletos'un kolonisi olarak varlığını sürdürmüştür. Bağlı bulunduğu Lydia Devletinin M.Ö. 546'da yıkılmasından sonra sırasıyla Persler, Makedonyalılar ve Romalıların egemenliğine geçmiştir.

 

Kuva-yi Milliye Müzesi

Milli Mücadele çalışmalarına karargâhlık etmiş eski belediye binasının, müze olarak açılması için Belediye 1985 ve 1986 yılında harekete geçmiş ve iki meclis kararı çıkarmıştır. Daha sonra bu binanın süresiz kullanım hakkı Kültür ve Turizm Bakanlığı Eski Eserler Genel Müdürlüğü'ne devredilmiş ve bu konuda Balıkesir Valiliği ve Belediye Başkanlığı arasında protokol imzalanmıştır.

1987 yılında Müze Müdürlüğü'nün kurulmasından sonra, restorasyon çalışmalarına hız verilmiş, ve eser toplama çalışmaları bitirildikten sonra, müze 6 Eylül 1996 tarihinde hizmete açılmıştır. 
2008 yılında Müze Teşhir Binası ile Teşhir Tanzimi yeniden elden geçirilerek 26 Aralık 2008 tarihinde bugünkü haliyle tekrar hizmete açılmıştır. 
İki seksiyondan oluşan Kuva-yi Milliye Müzesinin 120 m²'lik zemin katında; Balıkesir'de Kuva-yi Milliyenin kurulmasına öncülük etmiş 41 kişinin aldıkları yazılı kararlar, kongrenin kararları, bu kahramanların zatî eşyaları, fotoğrafları ile Atatürk'ün Balıkesir'e gelişlerinde çekilmiş fotoğrafları sergilenmektedir. Yine 120 m²'lik ikinci katında ise, ilimizde ortaya çıkan arkeolojik eserler ile etnografik eserler sergilenmektedir. 
Kuva-yi Milliye Müzesi’nde 4.573 adet envanterlik, 20.000 adet etütlük eser bulunmaktadır.

Adres: Anafartalar Caddesi, Eski Belediye Binası No: 58 
Tel     : 0266 243 31 81 
Faks  : 0266 245 30 27

Pazartesi dışında her gün 08.30-12.00/13.30-17.00 saatlerinde ziyarete açıktır.

Bandırma-Arkeoloji Müzesi

Kyzikos antik kenti ve Daskyleion ören yeri buluntularının sergilenmesi amacıyla Bandırma Müze Yaptırma ve Yaşatma Derneği tarafından kurulan ve Kültür Bakanlığı'na devredilerek yeniden inşa edilen müzede iki teşhir salonu, bir laboratuar, kütüphane ve konferans salonu bulunmaktadır. Müzede, Daskyleion'a özgü Anadolu Pers sanatının özelliklerini taşıyan antemionlu ve frig yazıtlı mezar stelleri, kazılarda çıkarılan Pers etkili pişmiş toprak kaplar ile Kyzikos antik kendinden ve civardan elde edilen mezar stelleri sergilenmektedir.

Adres:Paşabayır Mahallesi, Ziyaret Bahçesi Mevkii Bandırma 
Tel     : 0266 715 41 38

Taksiyarhis Kilisesi Anıt Müze Ayvalık) :

1847 yılında inşa edilen kilise akmayan, işlemeli sarımsak taşlarıyla dikkati çeker. Bulunduğu yer Hristiyanlar ile Müslümanların birlikte yaşadığı kentin ilk mahallesidir. çevresindeki sokak dokusu ve neo-klasik özellik taşıyan sivil mimari dokusu , tipik evleriyle bir bütünlük içindedir. Kilise mimari özellikleri, içteki mermer işçiliği, dini konuları içeren tavan süslemeleri, İsa'nın doğumundan ölümüne yaşamını anlatan resimleri, balık derisi üzerine yapılmış azize portreleri ile görülmeye değerdir. Kilisenin restorasyonu 2013 yılı itibariyle Bakanlığımız tarafından tamamlanmış olup Anıt Müze olarak ziyarete açılmıştır. 

Adres: İsmet PAşa Mah. Mareşal Fevzi Çakmak Cad.Ayvalık
Tel:
 0266 312 53 28

Kaz Dağı İda Dağı)

BALIKESİR

Kaz Dağı İda Dağı)

Edremit Körfezi’nin Kuzeyinde bulunan Kaz dağları 21.300 hektarlık alanıyla deniz ve yeşilin tarihi dengeler ile doğanın kucaklaştığı zengin fauna ve florası ile ülkenin görülmeye değer yerlerindendir. Kazdağlarına ilçenin dört noktasından ulaşılabilir. Bunlar Zeytinli, Kızılkeçili Köyü, Güre Köyü ve Altınoluk istikametinden çıkan orman yollarıdır. 



Kazdağı Milli Parkı

Yeri:Balıkesir ili, Edremit İlçesi sınırlarında, Edremit Körfezi’nin kuzeyinde bulunanmaktadır. 
Ulaşım: Milli Park alanına, Balıkesir'den 230 nolu, Çanakkale'den 24 nolu karayolu ile ulaşılmaktadır. Saha, Çanakkale'ye 123 km.,Balıkesir'e 92 km. mesafededir. 
Yörenin Tarihçesi: Kazdağı tarih öncesi yıllarda da çeşitli medeniyetleri barındırmış muhtelif tarihlerde kentler, kasabalar kurulmuş ve yıkılmıştır. Bilinen tarihi MÖ 2000 yıllarında başlar. Bu tarihlerde Thebe şehri, Lyrnessos şehri, Khrysa şehri, Killa Şehri, Anderia şehri, Antandros şehri, Adramytteion şehri, Astrya şehri, Gargara şehri gibi şehirler kurulmuş bunlardan bir çoğuda Truva savaşları sırasında yok edilmişlerdir. 
Homeros İlyada’sında İda Dağı Kazdağı ) için ‘Bol pınarlı vahşi hayvanlar anası’ diye bahsetmektedir. Kazdağı’nın heryerinden kaynaklar çıkmaktadır. 1500 mt rakımda dahi yaz kış suyu olan kaynaklar mevcuttur. Edremit, Akçay ve Altınoluk’un buz gibi soğuk ve bol içme ve kullanma suyu Kazdağı’nın eriyen kar sularıdır. Kazdağları’ ndan gelen orman havası ile denizin iyotlu ve oksijen miktarı yüksek havası birleşince Altınoluk Şahinderesi boğazı civarı oksijen çadırı şeklinde ifade edilmektedir. Dünyanın oksijen bolluğu yönünden ilk üç yerinden biri olduğu tespit edilmiştir. 
İda Dağı Kazdağı), dünyada mitoloji ve efsaneler Dağı olarak bilmektedir. Kazdağlarındaki üç efsaneden biri Yunan efsanesi İlyada) diğerleri Sarıkız ve Hasan ile Emine’ nin aşk öyküler olan iki Türk efsanesidir.Yunan Mitolojisinde Paris'in Altın Elmayı Afrodit'e vermesi sonucu, dünyada ilk güzellik yarışmasının yapıldığı yerdir. Bilindiği gibi, bu güzellik yarışması getirdiği sonuçları itibarıyla, tarihte meşhur Troia savaşlarının çıkmasına neden olmuştur. 
Özelliği: Ege Bölgesi ile Marmara Bölgesini birbirinden ayıran,antik çağlarda "İda Dağı" olarak anılan Kaz Dağı, Biga yarımadasının en yüksek kütlesidir. 
Kaz Dağının üzerine yerleşmiş, kuzey-güney istikametine uzanan derin vadi ve kanyonları, flora ve fauna açısından zengin bir potansiyel arzetmekte, özellikle de bitki örtüsünün taşıdığı biyolojik çeşitlilik ana kaynak değerini oluşturmaktadır. 
Hayvan Türleri: Ayı, Karaca, Yaban Kedisi, Su Samuru, Sincap,Yarasa, Kirpi, Tavşan, Porsuk, sansar, Tilki, Yaban Domuzu, Kartal, Doğan, Atmaca,Şahin, Keklik, Tahtalı, Çulluk ve Balık cinsleri, Alabalık ve sazan türleri bulunmaktadır. 
Bitki Örtüsü: Üst tabakada 600-700 rakımlar arasında Kızılçam hakimdir. Üst rakımlarda Karaçam, Kayın, Göknar asli ağaç türleridir. Kestane Meşe, Kızılağaç, Çınar ağaçları bulunmaktadır. Alt tabakada SistusLaden), Erika, Karaçalı, Böğürtlen, Sarmaşık bitkileri ile Kekik, Adaçayı, Sumak gibi tıbbi bitkiler açısından da çok zengindir. 
Mevcut Hizmetler ve Konaklama: Milli Parkın bitki zenginliği ve doğal peyzaj değerlerini sunduğu vadilerde düzenlenen günübirlik kullanım alanlarında, günübirlik rekreasyonel hizmetler sunmaktadır. 
Milli Park mahalli yetkilerinin göstereceği kontrollü noktalarda çadırla ve karavanla konaklama yapılabilir.

Tarihi Yapılar

BALIKESİR

Cami ve Kiliseler
 

Zağnos Paşa Camisi Paşa Camisi) ve Külliyesi      Merkez)

Kentin merkezinde, Mustafa Fakıh Mahallesi’nde, çarşı içerisinde yer alır. Cami, türbe ve hahamdan oluşan bir külliye durumundadır. Fatih Sultan Mehmet’in vezirlerinden Zağnos Mehmed Paşa tarafından 1461’de yaptırılmıştır. Külliyeden sadece hamam orijinal durumunda günümüze gelebilmiştir. 1897 yılında yıkılan cami ve türbe 1908’de Balıkesir mutasarrıfı Ömer Ali Bey tarafından yeniden yaptırılmıştır. 

Balıkesir’in en büyük camisi olup, kare plânlıdır. Düzgün yontma taş ve kesme taştan yapılmıştır. Ortada dört ayak üzerine oturtulmuş merkezi bir kubbe etrafında dört adet köşe kubbesi ve aralarında yarım daire tonozlar yerleştirilerek yapılmıştır. Caminin son cemaat yeri yoktur. İç bçlüme kuzey, doğu ve batıdaki çift kanatlı ahşap kapılarla girilir. Üç yanda da kapıların önünde dört köşeli mermer sütunların taşıdığı, ahşap tavanlı, kurşun kaplı, eğimli bir çatı ile örtülü sundurmalar yer almaktadır. Caminin ahşap kadınlar mahfili, kuzey koridoru boyunca uzanır. Ahşap yivli altı sütuna oturan mahfil, kafeslidir. Giriş kapısı dışarıdadır. Mihrap, son dönem Türk sanatı özelliklerini taşıyan en güzel örneklerdendir. 
Minare caminin kuzeybatı köşesindedir. Balıkesir eşrafından Arabacıoğulları’ndan Hacı Hafız Efendi yaptırmıştır. Barok üslupta ve kesme taştandır. Merkezi kubbe 1897 depreminde yıkılmış,1902 tarihinde yeniden yapılmıştır. Kapı üzerinde Kelime-i Tevhid Ebced hesabı ile ilk inşaat tarihi olan h. 865 1464) tarihi okunmaktadır. Cami avlusunda türbe, hazire ve şadırvan bulunmaktadır. 07.02.1923 tarihinde Atatürk bu camide ünlü hutbesini okutmuştur. 
    Batıda, minare kaidesinin hemen yanında muvakkithane yer almaktadır. Kesme taştan yapılmıştır. Caminin avlusunda, biri kuzeyde, diğeri batıda olmak üzere iki şadırvan bulunmaktadır. Kuzeydeki şadırvan on iki köşelidir. Mermer şadırvanın içi Paşa hamamından gelen su ile doludur. Ortasında mermerden, dilimli fıskiyesi vardır. Son yıllarda şadırvanın üstü beş sade sütuna oturan bir kubbe ile örtülmüştür. Diğer şadırvan ise, caminin ikinci kez yapımında yapılmıştır. Biçimi ve örtüsü açısından kuzeydekinin aynıdır. Yalnız musluklu panolarda kabartma süsler vardır ve fıskiyesi farklıdır. Ayrıca caminin dışında, kuzeydoğu köşesinde, mermerden beş yüzlü bir şadırvan daha vardır. Her yüzünde, kemerler ile bağlanmış çift gömme sütunlar bulunmaktadır. 
Caminin avlusunun güneyinde, güneş saati vardır. Kısa ve kalın bir sütunun üzerine oturtulmuş bir tablada saat dilimleri işaretlenmiştir. Ortasında demir bir çubuk vardır. Saat demir çerçeveli olup dilimler silinmiştir. 

Yıldırım Camisi Eski Cami) ve Külliyesi      Merkez)

Yıldırım Mahallesi’nde yer alan Cami , Balıkesir’in en eski Osmanlı yapıtıdır. Yapım kitabesi bulunmamaktadır. Ancak çeşitli kaynaklardan ve vakfiyesinden 1388’de Yıldırım Beyazıt tarafından yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Oldukça büyük bir avlu içerisinde Medrese ve imaret ile birlikte külliye durumundadır. 1818’de ve 1897 depreminden sonra onarım görmüştür. 
    Caminin içi dikdörtgen planlı olup, beşer sütunlu iki diziyle üç nefe ayrılmıştır. Kaidesiz olarak konan bu devşirme sütunların başlıkları da devşirme malzemedendir. Altısı bizans, üçü Osmanlı üslubunda, biri de eski bir kaide biçimindedir. Camide çevredeki yıkıntılardan alınmış devşirme mimari parçalar kullanılmıştır. Duvarları geniş derzli kesme taştandır. Sadece batı duvarında tek sıra tuğla vardır. Dış yüzeylerde yer yer ilk yapının izlerine rastlansa da, genel görünümüyle Geç dönem özelliklerini taşımaktadır. Çatısı kiremitle örtülüdür. Yapının kıble yüzü diğer yüzler gibi sade olmakla birlikte, mihrabın iki yanında dikdörtgen pencerelerle bunların altında yuvarlak kemerli pencereleri bulunmaktadır. Batı cephesi daha hareketlidir. İki sıra halindeki pencerelerin alt sırada olanları orijinal olup, üst sıradaki yuvarlak kemerliler XIX.yüzyıl başlarındaki onarım sırasında yapılmıştır. 
    Caminin kuzey, doğu ve batı duvarlarında birer kapısı vardır. Kuzeyde bulunan, ahşap ve camekanlı son cemaat yeri sonradan eklenmiştir. Dikdörtgen söveli cümle kapısının iki yanındaki stalaktit başlıklı kalın dört köşe payelerin üstünde kesme taştan basık bir sivri kemer yer alır.Kemerin içinde kapı sövelerinin üstünde bulunan alınlıkta bir çerçeve biçiminde yazıt yeri bulunmakta ancak içi boştur. 
    Caminin batı duvarı ve buradaki giriş, kuzey girişine göre daha gösterişli yapılmıştır. Girişin üstü dört ahşap direğe oturan kiremit kaplı bir sundurma ile örtülmüştür. Bu bölümün ahşap tavanı oldukça süslü olup, ortada ampir bir göbek bulunmaktadır. 
    1897 depreminden sonra tavan yenilenmiştir. Mihrabın, dikdörtgen biçiminde duvarlardan dışarı taşan, kütlevi çerçeve bölümü de yenidir. Beş kenarlı mihrap nişinin kavsarası stalaktitlerle yukarı doğru daralmaktadır. Minber ahşaptır. Minaresi kuzeybatı köşesinde yer alır. Kesme taştan ve yenidir. Kare kaide üzerinde yükselen minare, silindirik gövdeli ve yivlidir. Gövde ile kaidenin birleştiği bölümde iki sıra bilezik vardır. Şerefenin altında da aynı biçimde bir bilezik bulunmaktadır. 
    Caminin avlusundaki şadırvan yenidir. Sekiz kenarlı memer havuzun her köşesinde yuvarlak gömme sütunlar yer alır. Üzeri beş direğe dayanan bir camekanla örtülüdür. 
    Caminin kuzeydoğu köşesindeki imaret Misafirhane-Zaviye) cami ile birlikte XIV.yüzyılın sonunda yapılmıştır. Orijinal durumu ile günümüze kadar gelebilmiştir. İlk Osmanlı döneminde sık görülen zaviye camiler tipinin en basit örneğidir. Moloz taştan yapılmış duvarları kirpi saçaklarla tamamlanmıştır. Büyük bir niş içinde yer alan yay kemerli cümle kapısı üzerinde mermer bir yazıt bulunmaktadır. Kapıyı zengin bir silme çevrelemektedir. Kenarları düzgün tuğla kemerli, pencere açıklıkları örtülüdür. İçeride, orta mekanın iki yanında, daha alçakta zaviye odaları bulunmaktadır. Orta mekan ahşapla örtülü olup, yan mekânlar tonoz ile örtülmüştür. Bina dıştan kiremit çatı ile kaplıdır. 
Cami avlusunda bulunan medrese 12 hücreli bir yapı olup, 1897 depreminden sonra yeniden yapılmıştır. Sadece dış duvarları orijinaldir. 

Alaca Mescit Camisi      Merkez)

Kitabesi günümüze ulaşamadığından yapım tarihi ve banisi belli değildir. Son onarımını 1911’de geçirmiştir. Tarihi yönden önemli olan camide Balıkesir’deki Kuvay-i Milliye Hareketi’nin ilk kararları alınmıştır 1919). Tahtalı Cami      Merkez)
Dinkçiler Mahallesi’ndeki cami, 1452 yılında yapılmıştır. Kim tarafından yaptırıldığı kesinlik kazanamamıştır. Günümüze bu ilk yapıdan yalnızca minaresi gelebilmiştir. 1513 depreminde yıkılmış ve sonra yenilenmiştir. Dikdörtgen plânlı bir yapıdır. 

Kasaplar Camisi      Merkez)
Kasaplar Mahallesi’nde bulunmaktadır. Kitabesine göre 1649 yılında yapılmış, depremlerden zarar görmüş, 1811, 1894 ve 1901 yıllarında onarılmıştır. Kare plânlı küçük bir cami olup, zemindeki klâsik tuğla döşemeler ilk yapıldığı dönemden kalmıştır. 

Şeyh Lütfullah Camisi      Merkez)
Lütfullah Mahallesi’nde yer almaktadır. Cami 1429’da yapılmıştır. XVI.yüzyılda Hacı Bayram-ı Veli’nin arkadaşlarından Şeyh Lütfullah tarafından yaptırıldığı sanılmaktadır. Orijinal konumu ile günümüze gelemeyen cami, 1907’de yenilenmiştir. Dikdörtgen plânlı kesme taş bir yapıdır. Son cemaat yerine üç basamaklı bir merdivenle çıkılır. Cephesi son cemaat yerinin üstüne rastlayan kadınlar mahfilinden ötürü iki katlı bir görünümdedir. İbadet yeri, düz ahşap bir çatı ile örtülü olup, mihrap duvarına dört, duvarlara da üçer pencere açılmıştır. Mihrap taştan, minberi ise ahşaptandır. Tek şerefeli kesme taş minaresi kare bir kaide üzerine silindirik biçimde oturtulmuştur. 
Caminin avlusunda sekiz köşeli, üzeri saçaklı bir kubbe ile örtülü şadırvanı bulunmaktadır. 

Hakkı Çavuş Camisi      Merkez)
1352 tarihinde yapılmıştır. Günümüze orijinal durumda ulaşamamıştır. 

Hacı Ali Alibey) Camisi      Merkez)
1319’da yapılmış, 1952’de onarım görmüştür. 

Karaoğlan Camisi      Merkez)
Karaoğlan Mahallesi’ndedir. Gazi Süleyman Paşa ile Rumeli’ye geçen Karaoğlan isimli birinin 1356’da yaptırdığı söylenmektedir. Günümüze orijinal biçimiyle gelememiş olup, bugünkü yapı 1908 yıllarına aittir. 

İbrahimbey Camisi Haci Arifağa Camisi)      Merkez)
Hisar İçi Mahallesi’nde Alaca Sokak’tadır. Giriş kapısı üzerindeki yazıtından 1465’te Zağnos Paşa’nın oğlu Mehmet Çelebi tarafından yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Sonraki yıllarda yıkılan cami, 1739’da Yahşi Bey’in oğlu İbrahim Bey tarafından yenilenmiş, 1899’da da Hacı Arif Ağa tarafından onarılmıştır. Cami kesme taştan kare plânlı olup, ahşap kiremitli bir çatı ile örtülüdür. Avlu girişinde XIX.yüzyılın ampir üslubunda, son derece güzel bezemeli taş bir kapısı bulunmaktadır. Bezemelerde yaprak motifleri ve çiçekler dikkati çekmektedir. İki yanındaki yüksek kaideler üzerinde yivli sütunlar, Maşallah yazılı başlıklar bulunmaktadır. Caminin son cemaat yeri daha geç devirlerde eklenmiştir. İbadet mekânı oldukça sade olup, mihrabın iki yanında iki pencere bulunmaktadır. Mihrap mermerden, minber ise ahşaptır. İkinci katta kadınlar mahfili ve buradaki ahşap sütunlar üst örtüyü taşımaktadır. Dört köşeli bir kaide üzerinde, pembe köfeki taşından üç şerefeli minaresi yakın tarihlerde yapılmıştır. 

Yeşilli Cami Hisariçi Camisi)      Merkez)
Eski Kuyumcular Mahallesi’ndeki camiyi kimin yaptırdığı bilinmemektedir. Yalnızca cami üzerindeki yazıttan Külahçızade Hacı Mustafa Efendi tarafından 1786’da onarıldığı anlaşılmaktadır. Cami dikdörtgen plânlı, ahşap çatılı küçük bir yapıdır. Yeşil renge boyandığından ötürü de Yeşilli Cami ismiyle halk arasında tanınmaktadır. 
Zeminden biraz yüksekte olan caminin çift kanatlı bir son cemaat yeri vardır. Buradaki bir merdivenden, üst kattaki kadınlar mahfiline çıkılmaktadır. İbadet yeri oldukça basit olup, mihrabın iki yanında kaideleri duvara gömülü üçer sütun bulunmaktadır. Sütunlar arasındaki yüzeylerin üstünde pencereler ve frizler bulunmaktadır. Dışarıya doğru çıkıntı yapan mihrap oldukça sadedir. Mihrabın içerisinde XIX.yüzyılın ikinci yarısında çok sık rastlanan ışın motifleriyle, tepedeki madalyonda da Allah yazısı görülmektedir. Oldukça basit olan ahşap minber boyanmış ve özelliğini yitirmiştir. Giriş kapısının üzerinde altı ahşap sütuna dayanan balkon görünümünde kadınlar mahfili bulunmaktadır. Caminin taş minaresine son cemaat yerinden çıkılır. Silindir gövdeli olan minarenin altında mukarnas dizileri dikkati çekmektedir. 

Omurbey Umurbey) Camisi      Merkez)
Omurbey Mahallesi’ndedir. Hacı Omur Bey tarafından 1413’te yaptırılmış, 1635 ve 1925’te iki büyük onarım geçirmiştir. Cami üzerindeki üç yazıttan biri yapıld?