KALEMİN, KAĞIDIN VE MÜREKKEBİN YOLCULUĞU

KALEMİN, KAĞIDIN VE MÜREKKEBİN YOLCULUĞU

Whatsapp Facebook Twitter LinkedIn

Günümüzden yaklaşık 7.000 yıl önce Ortadoğu'daki Bereketli Hilal denilen bölgede tarımın gelişmesiyle, yazılı kayıtlar tutma gereği duyulur. Babilliler ve eski mısırlılar taşların, kemiklerin ve kil tabletlerin üzerine çivi yazısı ve hiyeroglifler kazıyarak kayıt tutarlar. Bu kayıtları, toprak işleme e sulama haklarını ve sırasını belirlemek, hasat ürünlerinin dökümünü çıkarmak vergi tutarlarını belgelemek, hesapları tutmak için yaparlar.
Başlangıçta kullandıklarınyazma aracı basit çakmak taşıdır, ancak bu taşlarla yeterince küçük yazamadıklarım için çok fazla tablete ihtiyaç duyuyor ve yazılı tabletler de çok fazla birikiyordu, bu yüzden ucu yontulmuş çubukları kullanmaya başlayarak yazıları daha küçük yazmaya başladılar. MÖ. 1300'lerde Çinliler kandiller yakılan yağdan çıkan isisuyla ve bitki zamklarıyla karıştırıp ilkel bir tür mürekkep yaptılar ve bu buluş kısa sürede Mısır ve Babil'e kadar geldi. Ucu yontulmuç çubukları bu mürekkebe batırarak uzun yıllar kullandılar ancak, bu mürekkebin de zamanla kaybolması işlerini kısıtlamaya başladı. Ardından aşı boyası gibi toprakta bulunan boyar maddeleri bu mürekkebe katarak güçlendirmeyi ve renklendirmeyi öğrendiler, ancak aynı çağlarda yaygınlaşan papirüsler için bu mürekkepler uygun olmadı, çünkü bu mürekkep papirüsün üzerinden akıyordu, Kuruması çok uzun sürüyordu.
Ortaçağa gelindiğinde basımcılıkta kullanılan yağ türevli mürekkepler ve yeni tür saman kağıtlar geliştirildi. Ancak bu mürekkep ve kağıtlar da yeterli düzeyde üretilemiyordu. Yeni çağa gelindiğinde yazı mürekkebi ve mürekkebe ihtiyaç duyulmadan içindeki kömür sayesinde yazı yazmaya olanak sağlayan kurşun kalem bulundu. Kağıtlar çeşitlendikçe kalemler de , dolma, plot, tükenmez olarak yakın çağın başlangıcından itibaren çeşitlenerek çoğaldı.
Günümüzde onlarca çeşit kalem, kağıt ve mürekkep bulunmaktadır