Fesleğenin Sihri Ve Mitolojideki Yeri

Fesleğenin Sihri Ve Mitolojideki Yeri

Whatsapp Facebook Twitter LinkedIn

Ölümsüz Aşkın Ve İyileştirmenin Kutsal Bitkisi: 

Fesleğenin ve pesto sosunun tarihini bu kez bizden dinleyin...

Akdeniz mutfağında yaz mevsiminin baş tacı olan, nerede ortaya çıktığı tam olarak bilinmeyen, narin ve mis kokulu yapraklarıyla fesleğen, en seçici damakların bile iştahını kabartmayı başarıyor. Fesleğen Ocimum basilicus), Lamiaceae ailesine ait bir yıllık ömrü olan bir ottur. Rengi açık yeşilden koyu yeşile hatta mor ve tonlarına göre değişir ve mızraksı yapraklarıyla kolayca tanınır.

Antik Çağın Batıl İnançlarında Fesleğen

Yunan filozof ve bitki bilimci Theophrastus’un MÖ 3. Yüzyılda bahsettiğine göre, fesleğenin ismi Yunanca “krallara layık bitki” anlamına gelen “basilikos”tan türetilmiştir. Fesleğen, Hindistan’da ortaya çıktığı düşünülüyor. Baharat tüccarları Batı’ya getirdiğinde Mısırlılar, Yunanlılar ve Romalılar bu bitkinin tadından ve iyileştirici gücünden çoktan haberdardı. Yunanlılar ve Romalılar, fidenin sağlıklı bir şekilde büyümesi için tohum ekmenin gerekli olduğuna inanmışlardır. Fesleğen hakkında daha ciddi bilgi verense Romalı yazar Lucius Junius Moderatus Columella olmuştur. Columella, fesleğenin “mayısın on beşinden yaz gündönümüne kadar” bol miktarda ekilmesi gereken bir bitki olduğunu söylemiştir. Romalılar, Venüs için sihirli ve kutsal bir bitki olduğunu ve mis kokulu diğer pek çok bitki gibi titiz bir şekilde hasat edilmesi gerektiğini düşünmüştür.

Bazı yazarlar, bitkinin demir aletler kullanmadan hasat edilmesi gerektiğini, demirin bütün özelliklerini yok ettiğini yazmıştır. Gerçekten de fesleğen yapraklarını bıçakla kesmeye çalışırsanız yapraklar paslanmadan dolayı anında siyaha döner, bu nedenle sadece elle kopartılmalıdır.

Aşıkların Bitkisi

Romalı ünlü doğa bilimleri uzmanı Pliny, fesleğenin yapraklarının değil de tohumlarının güçlü bir afrodizyak olduğunu düşünmüştür. Bugün bile bazı bölgelerde çiftçiler, üreme dönemlerinde cinsel güçlerini artırmak için eşek ve atlara bu bitkinin tohumunu yediriyor.

Afrodizyak özelliği sayesinde dahasonra aşıkların sembolü haline gelen fesleğen,Galyalılar tarafından kutsal bir bitki olarak görülüyordu. Öyle ki Galyalılar, bitkinin sadece arınmış kişiler tarafından hasat edilmesine izin veriliyordu. Fesleğeni temmuz- ağustos aylarında çiçek açana kadar eken Galyalılarda, bu kutsal bitkiyi hasat edenlerin katı kuralları olan arınma aşamalarından geçmeleri gerekiyordu: Üç farklı kaynak suyunda bitkiyi hasat edecek eli yıkamak, temiz kıyafet giymek, arınmamış insanlardan kendilerini uzak tutmak ve kökleri kesmek için metal aletler kullanmamak. Ölülerini mumyalarken kullandıkları merhemlerin içine koydukları fesleğen Mısırlılarda da baş tacı edilmiştir