Fethiye Gezilecek Yerler

Whatsapp Facebook Twitter LinkedIn

Fethiye gezilecek yerler rehberini yazıya dökmenin benim için ayrı yeri var. Çünkü Fethiye benim memleketim. 70’den fazla ülkeye gittim. Destinasyon olarak, en çok Fethiye hakkında “Deniz. Şu gezi yazısını yaz artık.” mesajlarını aldım. Oturdum bilgisayarın başına. Kapadım gözlerimi. Önce anılarım ile başladım, sonra sizden gelmesi muhtemel soruların cevapları ile…

Muğla Fethiye’nin her köşesinde güzel anılar biriktirdim arkadaşlar. Benim için Fethiye Ölüdeniz ayrı güzel, Kelebekler Vadisi ayrı güzel, Mavi tur ile gezdiğimiz hiç bilinmeyen cennet koylar ayrı güzel. Bizim oralara gelenler, Fethiye’ye aynı Hindistan gibi : Ya aşık olur. Ya da nefret eder.

Ama inanın bana, sizin için belki de Türkiye’nin en kapsamlı Fethiye tatili gezi yazısını aşağıda satır satır işledim. Aslında bu yazıya sığmayan daha çok yer var ama ben önemli yerleri seçip güzel bir rota çıkardım.

Bağlantılı yazılar ile sizi Fethiye ve çevresinde gezilecek yerlere de yönlendirdim. Umarım bu yazı, Fethiye tatilinizde size iyi bir yol gösterici olur. Akdeniz ve Ege’nin birbirine kavuştuğu yer olan Fethiye gezimiz başlıyor.

Fethiye gezilecek yerler planları yapmadan önce, mutlaka sonuna kadar aşağıdaki videomu izleyin. Hatta kanala da ücretsiz abone olmayı unutmayın !!!

1. Fethiye Nerede & Fethiye Haritası

Fethiye, Muğla’ya bağlı 13 ilçeden biri. Akdeniz Bölgesi’nin batısında yer alıyor. Doğusunda Antalya, batısında Marmaris, Dalaman bulunuyor.

Koyları, adaları, gezilecek yerleri ile zengin coğrafik yapıya sahip olan Muğla Fethiye, aşağıdaki haritada gördüğünüz gibi Türkiye’nin güneybatısında yer alıyor. 

Türkiye’nin en önemli turizm merkezlerinden biri olan Fethiye, Muğla ilinin en kalabalık ilçesi. Hatta Muğla merkezden bile daha kalabalık.

Yaklaşık 200.000 kişi yaşıyor bizim buralarda. Eskiden 50.000 kişinin yaşadığı ilçemiz, özellikle son yıllarda inanılmaz göç aldı. Bazen memurlar, bazen büyük şehirlerden bıkanlar misafirimiz olmaya başladı.

Ev fiyatları da diğer çoğu turistik şehre nazaran % 20-30 daha uygun. O yüzden insanlar temelli yaşamasalar bile, yazlık alarak burayı 2. memleketleri olarak görmeye başladılar.

 

2. Fethiye’ye Ulaşım Nasıldır ?

Fethiye’ye uçak ile ulaşım nasıldır ?

Fethiye’ye uçak ile gelmek istiyorsanız, hem Dalaman Havalimanı hem de Antalya Havalimanı’na giderek ulaşım sağlayabilirsiniz. Ama tabiki en uygunu Dalaman Havalimanı olacaktır.

Dalaman Havalimanı ile Fethiye merkez arası yaklaşık 44 kilometre ve hemen hemen 1 saat sürüyor.

Havalimanından Fethiye’ye giden Havaş ve ya Muttaş servislerini kullanabilirsiniz. Kişi başı 15 TL ücreti var.

Servisin saatlerini ve güzergahlarını da buradan görebilirsiniz.

Fethiye’de araç ile gezme

Dilerseniz şahsi arabanız veya rent a carlardan kiralayacağınız arabanız ile de şehir merkezine varabilirsiniz. Bence, eğer bu bölgeyi güzelce gezmeyi planlıyorsanız araba kiralayın. Daha rahat edersiniz.

Hatta, geçenlerde Instagram hesabımda Ali Abi’nin rent a car firmasını paylaşmıştım. Fethiye, Marmaris ve Muğla’da araba kiralamayı düşünüyorsanız, bölgedeki en yeni arabaları Budget Şubesi sahibi Ali Abi’mizden kiralayabilirsiniz.

 

Bu da 2. Fethiye gezilecek yerler videom. Kanala ücretsiz abone olmayı unutmayın !!! Daha neler paylaşacağım neler !

Bu arada, Antalya Havalimanı ile Fethiye arası ise yaklaşık 195 kilometre ve hemen hemen 2,5 – 3 saat sürüyor.

Havalimanından Fethiye’ye gelirken Antalya – Fethiye arasında sefer düzenleyen otobüs firmalarını tercih edebilirsiniz. En uygunu bu otobüsler oluyor. Neredeyse her saat otobüs bulabiliyorsunuz.

Uçak ile gelecekseniz, önceden biletinizi almaya bakın. Sonrasında uyguna bilet bulmanız zorlaşıyor.

 

Fethiye’ye karayolu ile ulaşım nasıldır ?

Buralara hemen hemen her yerden otobüs ile ulaşabilmek mümkün.  Otogar da şehrin tam kalbinde yer alıyor. Buradan neredeyse tüm mahallelere ve semtlere kolayca dolmuş bulunabiliyor. Eğer otobüsle gelecek olursanız, tek yön olarak :

• İstanbul’dan 110 TL’ye
• İzmir’den 65 TL’ye
• Ankara’dan 100 TL’ye
• Bursa’dan da 90 TL’ye ulaşım sağlayabilirsiniz.

Fiyatlar bayramlarda, tatillerde ve özel günlerde artabiliyor. Bu yüzden erkenden bilet almanızda fayda var.

Fethiye’de şehir içi ulaşım nasıldır ?

Gelelim bana en çok sorulan “Fethiye’ye geldik diyelim. Araba kiralamasak olur mu ? Ya da arabayla gelmezsek rahat edemez miyiz ? ” sorusunun cevabını vermeye :

Arkadaşlar, Fethiye’de neredeyse tüm turistik noktalara dolmuşlar ile ulaşabildiğiniz gibi, otobüslerle de her yere gidebilirsiniz. Ama tabiki şahsi arabanız olursa inanılmaz rahat edersiniz.

Lakin, özellikle temmuz ve ağustos aylarında ne Ölüdeniz’de, ne de Şehir Merkezi’nde park edecek yer BULAMAYABİLİRSİNİZ. Bunu baştan belirtelim. Çok kalabalıktır.

Ama dediğim gibi; Ölüdeniz, Çalış, Faralya, Saklıkent gibi önemli turistik yerlerin hepsine dolmuş var. Fiyatları da gayet uygun. 3-5 TL diyelim ortalama olarak. Taksiler de uygun.

Mesela otogara geldiniz. Şehir merkezindeki otelinize 15 TL’ye; Ölüdeniz’e 50 TL’ye gidebilirsiniz. 3-4 arkadaş olursanız çok da zorlamaz yani.

3. Fethiye’de Yeme İçme: Fethiye’de ne yenir ?

Ülkemizin önemli turistik bölgelerinden olan Fethiye’de ne yenir, nerelere gidilir hepsini teker teker anlatalım tabi. Fethiye kahvaltıcılarından tutun da, akşam nerede balık yenir hepsinin cevabı bende. Merak etmeyin.

Şimdi arkadaşlar, ben Fethiye’de 100’e yakın restoranda bir şeyler yemiş-içmiş blogger arkadaşınızım. Yani zaten hep diyorum ya “Ailenizin Bloggerı” diye. Biraz o samimiyetle anlatayım isterseniz :

Fethiye’de adım başı restoran görürsünüz. Merkez’de ayrı; Ölüdeniz’de ayrı ; Kayaköy’de ayrıdır. İşte bu yüzden, size 20’den fazla restoran önerdim.

4. Fethiye Gezilecek Yerler

Nereye gidersem gideyim, buraların yeri bende her zaman bambaşka olmuştur. Bana Dünyanın en güzel yeri gibi gelir. Hatta hep soruyorlar “Bir şansın olsa, nerede yaşarsın ?” diye. Ben hep “Fethiye’den başka yerde yaşamam cevabını verdim. Seviyorum. Ne yapayım !!!

Kelebekler Vadisi’nden Ölüdeniz’e, Likya Yolu’ndan Kabak Koyu’na kadar sanki tüm eşsiz güzellikler bir araya toplanmış gibidir bu coğrafyada.

Kordonu ayrı güzeldir, dağları ayrı. Balık pazarı ayrı keyiflidir, Faralya köyündeki gün batımı ayrı. İşte bu yüzden, şimdi sizlere 4-5 günlük Fethiye gezilecek yerler rotası çıkaracağım. Tek tek hepsini not alın derim :

Aşağıda Fethiye’de ve Fethiye çevresinde gezilecek tüm yerleri tek tek sıralayıp anlattım. İlk durağımız, günbatımı ile birlikte huzurla yürüyebileceğiniz Yeni Etap Yürüyüş Bandı:

Bu plan için en az 3 gün ayırın. Eğer Ölüdeniz Tekne Turu ve Fethiye Tekne Turu da yapacaksanız en az 5 gün ayırın.

• Yeni Etap Yürüyüş Bandı
• Çalış Plajı
• Şehir Müzesi
• Kordon
• Balık Hali
• Paspatur
• Aşıklar Tepesi
• Amintas Kaya Mezarları Kral Mezarları)
• Kayaköy
• Afkule Manastırı
• Hisarönü
• Ölüdeniz
• Kelebekler Vadisi
• Faralya & Kabak Koyu
• Likya yolu
• Karaağaç Alınca Köyü
• Yediburunlar
• Pınara Antik Kenti
• Saklıkent Milli Parkı
• Gizli Kent
• Yaka Gizli Vadi & Yakapark
• Tlos Antik Kenti
• Yeşil Üzümlü Köyü
• Kadyanda Antik Kenti
• Yanıklar Köyü
• Yeşil Vadi

1. Yeni Etap Yürüyüş Bandı

Yeni Etap Yürüyüş yolu,  Fethiye’deki kordondan başlayıp, neredeyse Devlet Hastahanesi’ne kadar deniz kenarı boyunca devam ediyor. Bu bandı, belediye son 10 yılda inşa etti ve şehrimizin gururu oldu.

Şehirde yaşayan halkın istedikleri zaman sahil bandındaki koşu parkurunda koştuklarını, isteyenlerin ise çayını alıp sahilde gün batımı keyfi yaptıkları güzide bölgemizdeki huzuru mutlaka akşam üstü yaşayın derim.

İsterseniz bisiklet kullanabilir ya da yol boyunca harika günbatımı eşliğinde yürümeyi tercih edebilirsiniz.

Yeni Etap Yolu sabah sporu yapmak ve geceleri güvenli şekilde yürümek için de uygun.

Hatta geceleri ailenizle veya arkadaşlarınızla gelip piknik bile yapabilirsiniz.

Yeni Etap yürüyüş bandına her yıl ekleme yapılarak biraz daha uzatılıyor. Yol üzerinde ise oturup vakit geçirebileceğiniz birbirinden güzel mekanlar da mevcut yukarıdaki fotoğrafta gördüğünüz üzere. Hatta;

Size yol üzerindeki en iyi mekanları sıralayacak olursam;

• Marine Cafe Bistro
• Matisse Cafe & Restaurant
• Güzel yemek için Mancero ve Çarıklı Et
• Gece canlı müzik ve eğlence isterseniz de Ella ve Gold Semaver’i önerebilirim.

 

2. Çalış Plajı

Yürüyüş banından devam edince, Çalış Mahallesi sizi karşılar. Burası, 4 km uzunluğunda upuzun plaj.

Özellikle İngilizlerin sevdiği bir mahalle. Gün batımı olağanüstü. Özellikle bütçeli oteller ve pansiyonlar hep bu mahallede bulunuyor. Denizi birazcık çakıllı ama her daim güzeldir.

Özellikle, kitesurf falan yapmayı seviyorsanız, Surf Cafe taraflarını seçebilirsiniz. Akşamları ise, sahil kısmında bulunan restoranlarda keyif yapabilirsiniz.

3. Müze

Ben gezi planınızı, önce Fethiye Körfezi’ni görmeye başlayacak şekilde yaptım. Çünkü çoğu kişi, Fethiye’nin bu güzel sahilini görmeden önce ön yargıya kapılabiliyor. O yüzden en huzurlu köşemizden başlayalım istedim. Şimdi ise, asıl Fethiye gezimiz başlıyor.

Antik Çağ zamanındaki kentler bakımından oldukça zengin olan Fethiye’ye kadar gelmişken, Müze’yi görmeden dönmeyin derim.

Ulaşım konusunda da merkeze oldukça yakın olduğu için rahatlıkla gezme imkanı bulabilirsiniz.

Fethiye Müzesi, ‘arkeoloji’ ve ‘etnografya’ olmak üzere iki salondan oluşuyor. Bu iki salonda göreceğiniz tüm eserlerin neredeyse tamamı Fethiye ve çevresinden derlenmiş ve binlerce yıllık dönemlerden kalmış.

Müzenin arkeoloji bölümünü oluşturan heykel, heykel başları, seramik, cam, metal ve sikkeler, Bizans Dönemi’nin sonuna kadar olan kısmı kapsıyor.

Ayrıca arkeoloji bölümünde bölgenin kültürünü ve tarihini anlatan önemli yazıtlar da bulunuyor.

1987’den bu yana hizmet veren müzede, kazılarda çıkan birçok eser sergileniyor.

• Yaz Açılış – Kapanış Saatleri: 09:00 – 19:00 15 Nisan/2 Ekim)
• Kış Açılış -Kapanış Saatleri: 08:00 – 17:00 3 Ekim/14 Nisan)
• Tatil Günü: Yok
• Giriş Ücreti: Ücretsiz

4. Kordon

Kordon, aslında yukarıda bahsettiğim Yeni Etap Yürüyüş Bandı’nın başlangıç noktasından, Marina’ya kadar olan kısmı kapsıyor. Burası ise, genelde günbatımına karşı çay içip denizi izlemek, yürüyüş yapmak, sabahları bisikletle tur atmak için güzel yer.

Buradan kalkan tekneler ile günü birlik 12 adalar tekne turu yapabilirsiniz. Kişi başı fiyatı 50 TL. Öğle yemeği dahil.

Bu arada, Kordon’da yan yana dizilip demir atmış onlarca yat ve tekne görürsünüz. Biz, geçenlerde Instagram hesabımda paylaştığım mavi tur yolculuğumuza buradan başlamıştık. Hatta :

Mavi turu da diğer yazılarımda uzun uzun anlattım. Şuradan okuyabilirsiniz.

Fethiye kordon

Fethiye Kordon’un yazı da kışı da ayrı güzel olur. Mis gibi deniz kokusu almak ve güzel bir günbatımı seyri için mutlaka uğrayın derim. Ayrıca etrafında bir çok cafe ve restoran da bulunuyor. Bu şehirde hayat sakin ve yavaştır. Kafeye oturun ve gelip geçeni izleyin derim…

5. Balık Hali

Balık Pazarı’nın özelliği; çeşitte sınır tanımayan tezgahlardan istediğiniz taptaze balığınızı seçip beğenip almak ve çevresinde bulunan istediğiniz restorana pişirtmek. Ama dilerseniz, sadece pazarı da dolaşmak için buraya uğrayabilirsiniz. Lakin özellikle yaz mevsiminde, akşamları iğne atsanız yere düşmez.

Balık haline genelde Fethiye’yi gezmek için gelen yerli yabancı turistler akın eder. Sıcak bir ortamı vardır. Arkadaşlarınızla sohbet ederken rakı-balık yapabileceğiniz güzel mekanlar da bulunur.

Balık Hali, önceden sadece yerli esnafın kendi ürünlerini sattığı bir yerdi. Sonradan restorasyonu yapılarak keyifli bir lezzet durağı haline geldi. Yaklaşık 20 kadar tezgah hizmet veriyor. Etrafında da bir o kadar restoran bulunuyor.

Size önerebileceğim en iyi mekan kesinlikle Hilmi Balık Restoranı. Lezzetli meze ve salata eşliğinde seçtiğiniz ürünü ızgara, tava ya da odun ateşinde pişirerek size sunuyorlar.

Gerçekten işlerinde iyiler. Ayrıca fasıl keyfine denk gelirseniz, unutulmaz bir yemek yaşayacaksınız demektir.

Bütün mekanlar fix olarak balık pişirtme ücretine 8 TL alıyorlar. Yiyeceğiniz ekstra mezelere ve içeceğiniz alkole bağlı olarak fiyatlar artıyor ama kişi başı ortalama 50-100 TL’ye rahat keyif yaparsınız.

Bu arada balık konusunda Pehlivanlar Balıkçılık adresiniz olsun. Bizim tezgahımız. Selamımı söyleyin. Yardımcı olacak tezgahtaki arkadaşlar. Ben bir yerlerde olmazsam eğer, belki denk bile gelebiliriz…

6. Paspatur

Paspatur’a hem Fethiye’nin kalbi hemde vitrini diyebiliriz. Marina ile Çarşı Caddesi arasında kalan Paspatur; renkli, samimi ve güzel birkaç sokaktan oluşuyor.

Balık halinde taze balığınızı yedikten sonra Paspatur’a kesin uğrayın, mesafesi çok yakın. Bu renkli güzel sokaklar, Fethiye’nin en eski yerleşim yerlerinden.

Zaten sokaklarında dolaşırken tarihi dokunun sıcaklığını hissediyorsunuz. Dar sokakların tarihi evleri, mistik yapısı, Paspatur’a derin bir otantik hava katıyor.

Hatta hikayesi eski yıllara dayanan Fethiye Hamamı da bu bölgede yer alıyor.

Toplam 5 sokaktan oluşan Paspatur’da; halı, deri, lokum, kuyumcu ve kıyafet mağazalarını bulabilirsiniz. Üzerine alışveriş yapabileceğiniz hediyelik eşya dükkanları da cabası.

Mesela geldiğinizde Fethiye’nin tatlı konusunda en ünlü şirketlerinden olan Servet Şekerleme‘den havuçlu bal kabaklı lokumu mutlaka yemelisiniz. İçerisinde hiç şeker yok ve tadı mükemmel.

Ayrıca mağazaların dışında Papatur’a eğlenmek amacıyla da gelebilirsiniz. Mekanlar oldukça nezih ve güvenli. Özellikle hafta sonu ise tıklım tıklım.

Önerebileceğim en iyi cafe-barlar ise şöyle ;

• Elma
• Mecnun
• Car Cemetery
• Ruj
• Güzel müzikler eşliğinde kokteyl yapan “4 Corner” çatı barı da tercih edebilirsiniz.

Merkeze geldiyseniz mutlaka Paspatur’da dolaşın, o tarihi sokakları hissedin

7. Aşıklar Tepesi

Yürümeye devam ediyoruz. Bugün iyice gezmeye devam edelim bakalım. Şimdi ise, istikametimiz şehri tepeden görebileceğimiz nokta olan Aşıklar Tepesi.

Karagözler’den başlayıp Kesikkapı Mahallesi’nde biten Aşıklar Tepesi, dağ üstünde kalan uzun yol kısmını kapsıyor.

Aşıklar Tepesi’nde Fethiye manzarası muazzam oluyor. Gün batımı ya da gün doğumunda limana yığılan tekneleri izlemek, muhteşemdir.

Buradan, heryer ayaklarınızın altında ve günün her saatinde mükemmel fotoğraflar çekebiliyorsunuz. Tepede piknik yapmak amacıyla masalar da bulunuyor ama öyle mangallık bir durum yok.

Fethiye’ye gelmişken ailenizle, eşiniz dostunuzla ve en önemlisi sevgilinizle gidip manzara ile mest olun derim.

Daha önceden ailecek gitmek biraz sıkıntı oluyordu, ortamı biraz rahatsızdı ama son düzenlemelerden sonra ailenizle rahatlıkla Aşıklar Tepesi’ne çıkabilirsiniz. Buradan güzel şehir manzarasının keyfini sürerken, beni de anmayı unutmayın !

Bu arada, buraya kadar gelmişken hemen 100 metre ilerisindeki Casa Margot Otelin barında veya El Camino Hostel’in barında bir şeyler içip manzaranın keyfini sürebilirsiniz.

8. Amintas Kaya Mezarları Kral Mezarları)

Aşıklar tepesinden devam ettikten sonra, kaleyi geçip artık iniş kısmına doğru ilerliyoruz. Şehir merkezinde bulunan Amintas Kaya Mezarları, dönemin en önemli eserlerinden ve hala ayakta kalmış nadide yapılar.

İşlenmeye yatkın kayalardan oluşturulmuş bu mezarlar, Likya Dönemi’nde statüsü yüksek kişiler için yapılmış.

Ahşap kirişleri andıran doğal kayaya oyulmuş mezarlara yaklaştıkça, büyüklüğü karşısında hayranlık duyuyorsunuz.

Merkeze yakın olan Amintas’a çıkmak için yüz basamaklı merdivenleri kullanıyorsunuz.

Eğer Likya Yolu’na gidip yürüyüş yaptıysanız, basamakları daha kolay çıkabilirsiniz. Eserin, çıktığınıza değecek manzarası ve görkemli yapısı var tabi ama şahsen ben, 100 kez gelmeme rağmen hala bu mezarları görünce aklım yerinden çıkıyor ve heyecanlanıyorum.

Sizin de, gotik yapısına ve işlemelerine hayran kalacağınıza eminim. Benzerlerini Dalyan’da da görebilirsiniz ama bence, gelmişken mutlaka uğrayın.

• Yaz Açılış – Kapanış Saatleri: 09:00 – 20:00 15 Nisan/2 Ekim)
• Kış Açılış – Kapanış Saatleri: 08:00 – 17:00 3 Ekim/14 Nisan)
• Tatil Günü: Yok
• Giriş Ücreti: 5 TL

9. Kayaköy

Şimdi ise, arabaya atlamamız gerekiyor. Çünkü istikametimiz, buraların en en en önemli bölgelerinden birisi Kayaköy.

Fethiyede gezilecek yerler listemde eski bir Rum köyüne değinmek istiyorum. O da tam beş bin yıllık bir tarihe sahip olan Kayaköy…

Kayaköy, hayalet kente benzetiliyor. Çünkü önce Rumlar sonra da Trakyalılar tarafından terk edilmiş ve çok uzun sessizliğe bürünmüş.

Belki konuşsa anlatacağı çok şey vardır. Çünkü 20. Yüzyılda burada yaklaşık 10 bin kişi yaşıyormuş.

Şuan her yeri harap halde olmuş olabilir ama Kayaköy’de dev bir tarih yatıyor aslında. Kiliseleri, kütüphanesi, okulu, hastanesi, gümrük binası, binlerce konutu… Hepsi ayrı hikaye. Aslında Kayaköy, ayrıca anlatılması gereken derin bir değer. Ama ben özet olarak geçeyim dedim.

Tarih bakımından oldukça zengin olan bu hayalet şehri gidip yakından incelemenizi mutlaka öneririm. Ne demek istediğimi anlayacaksınız. Özellikle, tarih severler…

• Yaz Açılış – Kapanış Saatleri: 09:00 – 20:00 15 Nisan/2 Ekim)
• Kış Açılış – Kapanış Saatleri: 08:00 – 17:00 3 Ekim/14 Nisan)
• Tatil Günü: Yok
• Giriş Ücreti: 5 TL
• Müzekart ile bire yıl boyunca sınırsız ziyaret edebilirsiniz.

10. Afkule Manastırı

Denizden yaklaşık 400 kilometre yüksekte olan ve dik bir yamacın üzerinde bulunan Afkule Manastırı, sonsuzluğu hissettiğiniz deniz manzarasıyla adeta büyüleyici. Kayaköy’e kadar gelmişken de, olmazsa olmazlardan.

Elefterios adındaki keşişin, gözlerden uzak yaşam sürme isteğinden dolayı bu manastırı inşa ettiği düşünülüyor.

Manastırların böyle yüksek ve herkesten uzak yerlere inşa edilmesinin sebebi, keşişleri kimsenin rahatsız etmemesi ve tehlikelerden uzak durmak istemeleri. İşte bu coğrafyanın en önemli manastır da, Afkule manastırı. Giriş ücretsiz. Gelmişken, özellikle akşam üzeri uğrayın.

Kayaköy’e ve Ölüdeniz’e yakın olan bu manastırda mutlaka ama mutlaka bir gün batımına şahit olun derim. Muazzam manzarası var.

11. Hisarönü

Kayaköy’den araçla yolumuza devam ediyoruz. Çam ağaçlarının gölgesinde, tertemiz dağları aşıp, Hisarönü sıradaki durağımız oluyor.

Hisarönü; barlar sokağının, çin restoranlarının, hediyelik eşya dükkanlarının bulunduğu oldukça hareketli ve renkli bir yer. Sadece buralarda binlerce İngiliz turistin evi var.

İşte bu misafirlerimizin de en çok yaşamayı sevdikleri yer Hisarönü. Bu yüzden, Hisarönü küçük bir İngiliz mahallesi gibidir.

Gündüz pek olayı yoktur. Ama geceleri rengarenk ve capcanlıdır. Mekan önerisi için ise :

• ‘Talk of Town’ : Genelde şov kafasında hizmet veren mekan
• Revolution, Grand Boozy, Timeout gibi mekanlarda ise, club havasını yaşayabilirsiniz.

12. Ölüdeniz

Fethiye’nin gözbebeği olan Ölüdeniz, sadece Türkiye’nin değil, Avrupa’nın da en iyi 10 en ünlü yerinden birisidir. Eskiden belediye iken, artık Fethiye’nin bir mahallesi olarak biliniyor.

Denizin masmavi büyüleyici tonunu, çam ağaçlarının huzur dolu yeşilini, gün batımındaki o efsane kızıllığını ne kadar anlatmaya çalışsam da, kesinlikle gidip o güzelliği yerinde hissetmeniz gerekiyor.

Ölüdeniz, şehir Merkez’ine yaklaşık 13 km uzaklıkta

Biliyorum. Ölüdeniz hakkında apayrı bir yazı yazmam lazım ama buradan da özetle Ölüdeniz’e gelmeyi planlayanlara kısa rehber çıkaralım.

Mavi tonlarının iç içe geçtiği renk armonisiyle size özgürlüğü anımsatan Ölüdeniz, yaklaşık 2 kilometrelik uzun kumsala sahip.

Doğal lagün görünümüne sahip olan Ölüdeniz, aslında 2 bölgesi ile meşhurdur : O fotoğraflarda gördüğünüz lagün kısmı ve hemen sahilin başladığı kısım. Lagün’ün olduğu bölgenin adı Ölüdeniz Tabiat Parkı veya Lagün’ü diye geçiyor. Sahilin başladığı, dağın olduğu kısım ise Belcekız Plajı olarak biliniyor.

Lagün’ün olduğu yere giriş ücretli. Ama Belcekız Plajı’na ücretsiz şekilde havlunuzu serip keyif çatabilirsiniz. Lagün kısmında deniz sakindir. Ama Belcekız’da dalgalı olabilir.

Fiyatlar ise, merkeze göre ortalama %20 daha pahalıdır. Oteller ve küçük konaklama tesisleri bulunur ama özellikle yaz mevsiminde yer bulmak imkansıza yakındır.

Bölge 950 hektarlık alanı kaplıyor. Bu alan, Sit bölgesi ve özel çevre koruma alanı içerisinde…

Gün içerisinde, sahilden kalkan tekneler ile 1 günlük Ölüdeniz tekne turu gezisi yapın derim. Pek keyiflidir. Öğle yemeği dahil ortalama 1 kişi 50 TL fiyatı var.

Ayrıca Ölüdeniz’de mutlaka ama mutlaka paraşütle uçun. Reaction firmasını tavsiye ederim. En son kişi başı 200-300 TL civarında idi. Hatta uçmasanız bile, arabanızla Babadağ’a tırmanın. Yol güzel. Özellikle gün batımı anını muhakkak ömrünüzde bir kez görün.

Bu arada, Ölüdeniz’in hemen ilerisinde, Kıdrak Tabiat Parkı olarak geçen sahil var. Burası daha sakin olur ama denizi hep dalgalıdır. Giriş kişi başı 5 TL.

Yani anlayacağınız, Ölüdeniz gerçekten özel bir yer. Ve özellikle son zamanlarda yerli yabancı birçok turist akın akın buraya geliyor. Merak etmeyin. Ayrıca Ölüdeniz gezi yazısında uzunca yazıcam ama şu anda bu kadar bilgi, plan yapmanız için yeterli olur. Son olarak :

Ölüdeniz’de sürat teknesi ile koy koy gezmek isterseniz Nail Kaptan ile görüşün. Genelde 10:00-14:00 veya 14:00-18:00 arasında dolaştırıyor. Harika koylara götürüyor. Tur başı 200-300 TL talep ediyor. Bence Ölüdeniz’deki koyları görmeden dönmeyin derim. Telefon : 05354040202

13. Kelebekler Vadisi

Ölüdeniz’den, dağları takip ederek masmavi denizi sağımıza alarak yolumuza devam ediyoruz.

Endemik bitkilerin çeşitliliğiyle meşhur Babadağ eteklerine muazzam güzellik katan Kelebekler Vadisi, adını seksenin üzerinde kelebek türünü bünyesinde barındırmasından alıyor.

Kendine has güzelliklerinden dolayı birinci derecede doğal sit alanı kabul edilen Fethiye Kelebekler Vadisi’ne her geçen yıl yerli ve yabancı birçok turist ilgi gösteriyor.

Faralya mahallesinden başlayıp 50 metre yüksekten dökülen şelalesi ve bembeyaz kumsalıyla ziyaretçilerine mükemmel atmosfer sunuyor.

Kelebekler Vadisi hakkında en zor şey sanırım ulaşımı. Fethiye Kelebekler Vadisi’ne gitmek için Ölüdeniz’den kalkan tekneleri kullanabilirsiniz. Bildiğim kadarıyla 20 tl ücreti oluyor.

Ya da Faralya’dan Kelebekler Vadisi’ne dağ yolundan inebilirsiniz. Ama bu yolu inmek epey zorlu ve meşakkatli.

Çünkü bazı yerlerde kayalar çok fazla dikleşiyor. Zaten bu zorlu yoldaki tırmanışlar halat ve bir rehber eşliğinde yapılıyor.

Kelebekler Vadisi’ne ulaştığınızda pırıl pırıl deniz sizi karşılıyor. Vadi’ye tekneyle ulaşım sağladıysanız, sahilde kamp kaydınızı yaptırmanız gerekiyor.

Bu arada, eğerki Kelebekler Vadisi’nde konaklama yapmayacaksanız, saat 17:00’a kadar sahilde vakit geçirip yine tekneyle geri dönmeniz gerekiyor. Ya da isterseniz Faralya’ya giden yoldan zorlu çıkış yapabilirsiniz.

Ayrıca, kişi başı 80 TL’den başlayan fiyatlarla Kelebekler Vadisi’nde konaklayabilirsiniz. Fiyatları güncel şekliyle dönemlere göre aşağıda sıraladım:

• Ocak – Şubat: Büyük Bungalovlar 120 TL , Bungalovlar 100 TL , Konforlu Çadırlar 90 TL , Çadırlar 80 TL
• Mart – Nisan – Mayıs: Büyük Bungalovlar 130 TL , Bungalovlar 110 TL , Konforlu Çadırlar 90 TL , Çadırlar 80 TL
• Haziran – Temmuz – Ağustos – Eylül: Büyük Bungalovlar 150 TL , Bungalovlar 120 TL , Konforlu Çadırlar 110 TL , Çadırlar 100 TL
• Ekim – Kasım – Aralık: Büyük Bungalovlar 130 TL , Bungalovlar 100 TL , Konforlu Çadırlar 100 TL , Çadırlar 90 TL

Lüx Bungalovların özelliği, kendi içerisinde duş ve tuvalet olması. Tüm çadır ücretlerine açık büfe sabah kahvaltısı ve akşam yemeği dahil. Su, elektrik gibi temel ihtiyaçlarınızı rahatlıkla karşılayabiliyorsunuz.

 

14. Faralya & Kabak Koyu

Dağlara hayran olup, denizden esen meltemin peşine düşmeye devam ediyoruz. Son yılların gözde köyü, oteller konusunda beni benden alan Faralya, Fethiye’ye 25, Ölüdeniz’e 10 kilometre uzaklıkta bulunuyor.

Sit alanı ilan edilen bu yörenin her tarafından tarih ve doğal güzellik fışkırıyor. Faralya; Roma ve Likya kalıntılarının yanı sıra, Kelebekler Vadisi ve Kabak Koyu’nu da çevresinde saklı tutan bir cennet adeta…

Yüzü Akdeniz’e bakan, sırtını Babadağ eteklerine yaslamış kızılçam ormanlarıyla kaplı bu köy, Hisar Mahallesi, Orta Mahallesi ve Kabak Mahallesi olmak üzere üç ayrı mahalleden oluşuyor.

Köyün hemen girişinde bulunan Orta Mahalle, Kelebekler Vadisi’ne bakıyor. Kabak Mahallesi’nin alt kısmında ise güzel Kabak Koyu uzanıyor.

Faralya’dan doğa içinde yürüyüş yaparak yarım saatte muhteşem Kabak Koyu’na ulaşabilirsiniz. Yürümek istemezseniz, Faralya son durakta dolmuş ve taksiler de bulunuyor.

Bu arada Kabak Koyu, sanırım Türkiye’deki en güzel koylardan. Doğanın tam kalbinde yer alıyor. Denizi, ağaçları ve huzuru ile kaçılası yerlerden.

Sezsizliği, sakinliği, dağ manzarasını, denizi ve orman kokusunu bir arada sunan Faralya’ya bir günlüğüne de olsa gidin derim.

 

15. Likya Yolu Başlangıç Rotası

Biraz lafa çat diye ortadan dalacağım ama, buralara kadar gelmişken Likya Yolu’na da hafiften dokunmadan olmaz.

Dünyanın en güzel manzaraları eşliğinde Fethıye’den Antalya’ya uzanan unutulmaz yürüyüş rotası olan Likya yolu, Antik Çağ’da Likyalılar tarafından ticaret yolu olarak kullanılmış.

540 kilometrelik yürüyüş rotasıyla birçok kaynakta dünyanın en iyi 10 uzun mesafeli yürüyüş rotasından biri olarak gösteriliyor.

Ayrıca Türkiye’nin de ilk uzun mesafeli yürüyüş rotası olarak geçiyor ve bu yüzden her yıl profesyonel yürüyüş yapan olsun olmasın, herkes Likya Yolu’nda 1 -2 saat de olsa yürümeyi tercih ediyor.

Hepsini aşağıdaki Likya Yolu videomda izleyip, youtube kanalıma ücretsiz abone olabilirsiniz. Tüm gezi deneyimlerimi kanalımda tek tek anlatıyorum.

İşte buralara kadar gelmişken, mutlaka Likya Yolu parkurlarını da yürüyün. Zaten videoda anlattım. Özellikle Faralya ve Kabak Koyu taraflarında harika rotalar var.

Zaten buraya gelen çoğu turist, ya denizde keyif yapıyor, ya da bizim yaptığımız gibi bölgedeki Likya Yolu parkurlarını yürüyor.

16. Karaağaç Alınca Köyü

Şimdi. Sizi, Kabak Koyu’na kadar getirdim. Buradan sonra ister yürüyerek gidin, isterseniz videolarda da göreceğiniz üzere arabalarınız ile gidin, göreceğiniz manzaralar aynen aşağıdakiler gibi olacak.

Instagram’da paylaşınca binlerce mesaj aldığım Karaağaç-Yediburunlar Likya Yolu rotasına ayrıca değinmem lazım.

Likya Yolu üzerinde zorlu parkuru olan Alınca Köyü, son dönemlerde yeni keşfedilmeye başlanan bir yer.

Bu yüzden etraf çok sessiz. Yerleşim ve işletme oldukça kısıtlı. Ben de Likya Yolu’nu yürürken tesadüfen Catchy Camping konaklama yeriyle karşılaştım.

İşletmecileri o kadar sıcak kanlı insanlar ki hemen kaynaştık. Hatta kendisiyle röportaj yaptık ve Likya Yolu hakkında çok güzel önerileri oldu.

Likya Yolu 2. Youtube videomda seveceğiniz çoğu yeri gösterdim.  Ayrıca röportajı da 6. dakikadan itibaren izleyebilirsiniz. 

Catchy Camping’in muhteşem manzarası var. Likya Yolu’nu yürürken orada mola vermek iyi geldi bizim için.

Biz konaklama yapmadık. Güzelce menemen yiyip dinlendik ve tekrar yola koyulduk.

Eğer siz konaklamak isterseniz fiyatlar şu şekilde;

• İki kişi manzaralı odalarda kalmak 250 TL,
• Arka tarafındaki huzurlu bungalov evlerde kalmak kişi başı 100 TL,
• Çadırda kalmak isterseniz de kişi başı 65 TL,

Fiyatlara sabah kahvaltısı ve akşam yemeği dahil. Yemekleri güzel, seri üretim değil. Özellikle doğaseverler Likya Yolu’nu yürürken mutlaka uğramalı.

 

17. Yediburunlar

Yukarıda bahsettiğim Likya Yolu rotamda devam edelim. Karaağaç Köyü’ni geçtikten sonra, sizi belki de en huzurlu köşeme, Yediburunlar’a götürüyorum.

Sessizliği bozan tek şeyin doğa sesleri olduğunu düşünün. Sakin, sessiz, herkesten uzak ve doğayla iç içe kalmak isterseniz, kesinlikle Yediburunlar’ı tercih edebilirsiniz.

Yediburunlar, Karaağaç Köyü’nün hemen ilerisinde bulunan bölge ve adından da anlaşılacağı üzere denize uzanan 7 adet kıyı burnundan oluşuyor.

Yediburunlar, aynı zamanda Likya Yolu’nu da kapsıyor ve en keyifli parkurlar arasında bulunuyor. Aşağıdaki fotoğraftan ne demek istediğimi görebilirsiniz.

Biz Likya Yolu’nu yürürken Yediburunlar Lighthouse’da 1 gece konakladık. Zaten tepedeki tek konaklama yeri burası.

Otelin manzarasına söyleyecek sözüm yok. Gerçekten huzurlu ve tepede olduğunuz için bulutların üzerinden denizi izliyormuş gibi hissediyorsunuz. Şu Linkten oteli inceleyebilirsiniz.

Lighthouse, vejetaryen mutfak yemekleri yapıyor. Sebze sevmiyorsanız, aç kalacağınızı düşünmeyin. Pirinç köftesi, patlıcan yemeği ve diğer çeşitleri muhteşem.

Ben, buraya kadar gelmişken size bir yerden daha bahsetme istiyorum. Ama şöyle durum var : Burası, adı olmayan bir koy. Size bu koyu nasıl anlatayım, ne diyeyim bilemiyorum.

Sanki masallardan bir karenin içine dahil oluyormuş gibi bir his yaşıyorsunuz. Denizin o açık mavi tonu muhteşem ve kimsecikler yok. Sadece size özel…

Sakin ve denizi mükemmel bir yerde kamp yapmak isterseniz, burası tam anlamıyla cennet. Sadece geliş yolu çok sıkıntılı, yollar epey taşlı ve bozuk.

Yani buraya gelmek için ya arabanızın ya da tabanlarınızın sağlam olması lazım. Ama saklı bir cennet olan bu yerde huzurla yüzmek için değer diye düşünüyorum.

Zaten bu yüzden koyun adını ”Birhayalinpeşinde” koydum. Burası bizim koyumuz olsun. Otelde kalırsanız, onlara sorun. “Birhayalinpeşinde” koyu deyin. Onlar, size yolu tarif ederler…

18. Pınara Antik Kenti

Şimdi ise, sizi merkezden biraz daha uzaklaştıracağım. Uzaklaştırmak derken, 30 dakika kadarcık. Özellikle Antik Kent severler, şimdi anlatacaklarımı iyi dinlesinler.

Fethiye’ye 45 kilometre uzaklıkta, Minare Köyü yakınında bulunan Pınara; kaya mezarları, lahit mezarlar, sur duvarları, hamam, tiyatro, agora, odeon gibi yapıların kalıntılarını barındırıyor.

Likya dilinde “yuvarlak” anlamına gelen Pinara’ya ait tarihi kayıtlar son derece az. Ama zengin mimari kalıntılardan anlaşıldığı üzere, Antik Çağ’ın refah içinde yaşayan önemli kentlerinden biriymiş.

Eğer tarihe düşkünseniz ; Buraya kadar gelmişken, Xanthos ve Letoon Ören Yerleri’ni de görmenizi öneririm. Hepsi, günümüzde halen en önemli Antik Kentler arasında yer alıyor.

Saklıkent’e 35 dakikalık mesafede bulunan Pinara Antik Kenti’ni, Patara ve Tlos ile aynı gün içerisinde ziyaret edebilirsiniz. Zaten onları da aşağıda anlatacağım.

• Yaz Açılış – Kapanış Saatleri: 09:00 – 20:00 15 Nisan/2 Ekim)
• Kış Açılış – Kapanış Saatleri: 08:00 – 17:00 3 Ekim/14 Nisan)
• Tatil Günü: Yok
• Giriş Ücreti: Ücretsiz

19. Saklıkent Milli Parkı

Yaklaşık 25 yıl önce yerli çoban tarafından bulunan eşsiz doğal güzellik Saklıkent Kanyonu, 1996 tarihinde “Saklıkent Milli Parkı” ilan edilerek koruma altına alınmış durumda.

Eşen Çayı’nın bir kolu olan Karaçay’ın oluşturduğu Saklıkent Kanyonu, Antalya’ya yaklaşık 200 km, Fethiye’ye 47 km, Kaş’a ise 64 km uzaklıkta bulunuyor.

 

Doğal oluşum ile suyun kalkerli araziyi aşındırması sonucu günümüzdeki şeklini alan kanyon; yerden kaynayan suyu, etraftaki yamaçlardan dökülen şelaleleri ve içinizi huzurla dolduran suyun sesiyle adeta insanı mest ediyor.

Yazın şehir merkezinin kavurucu sıcağından bunalanlar için Saklıkent, tam anlamıyla kurtarıcı melek… Dağlardan akan o çayın soğukluğu, her yere inanılmaz serinlik katıyor.

Saklıkent’te yazın sıcağından kurtulmanın yanı sıra; su sporları, rafting, doğa yürüyüşü, olta balıkçılığı, piknik ve çamur banyosu da yapılabilirsiniz.

“Peki Saklıkent’e nasıl gidilir?” onu da hemen anlatayım. Özel aracınız varsa şehir merkezinden, Kayadibi Köyü’ne doğru gidin. GPS’iniz varsa Saklıkent yazın. Direk çıkıyor. Yaklaşık 30-40 dakikada kanyon girişine ulaşırsınız. Ayrıca girişte aracınızı da bırakabiliyorsunuz.<